Yeni dönemin başladığını ilk ifade eden, İsmet Paşa olmuştur. Demokrasiye geçiş sürecinde önemli bir kırılma noktası olarak tarihi geçen 19 Mayıs 1945 tarihli konuşmasında İsmet Paşa şunları söylemiştir: “Memleketin siyaset ve fikir hayatında demokrasi prensipleri daha geniş ölçüde hüküm sürecektir." Paşa'nın bu konuşmasından cesaret
II. DÜNYA SAVAŞI'NDA TÜRK BASINI Turancılar-Nazi ilişkisi birçoklarının sık sık çiğnedikleri çürük sakızdan öteye geçmemektir. 3 Mayıs kahramanlarının gerçek isimleriyle görüldükleri bir roman bile yazılmıştır. 1931 tarihli Matbuat Kanununun 50. maddesine göre "Memleketin umumi siyasetine dokunacak neşriyattan dolayı" Bakanlar
Hikmet Tanyu, Türkçülük Davası ve Türkiye'de İşkenceler, Kayseri 1950, s. 13-14, Ankara Altınışık Yayınları, Nu:8.
Reklam
Gazeteci Avni Özgürel, Radikal gazetesinde 7 Aralık 2005'te yayımlanan "Amerikancı Sol" adlı yazısında Alparslan Türkeş'e özel bir sohbet sırasında, "1944'te tutuklanıp idamla yargılandınız, size yönelik suçlama devlet aleyhine işlenen cürümler faslındandı. Tabutlukta yattınız, işkence gördünüz. Çok daha basit sebeplerle hakkında
Tasarruf azlığı ve rekabet yetersizliği yüzünden oluşan cari açık büyümeyi düşürmekte, bu da işsizlik başta olmak üzere ekonominin istikrarsızlaşmasına yol açmaktadır. Ülkede yatırım oranı yüzde 21 civarında olduğu halde, iç tasarruf yüzde 12-13 düzeyindedir. Diğer yandan, yeterli büyüme (yüzde 5-6) sağlamak için tasarruf artırımı ile birlikte
Türkiye'de kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olmayışı, on ları dramatik karakterler olarak daha çekici hale getiriyor, kadınlar sayesinde günümüz Türkiye'sinin yüz yüze olduğu sorunları daha keskin bir dille iletebiliyorsunuz. Toplumun her katmanında (köy de Berdel, şehirde Mine, şehrin kenar mahallesinde Bir Yudum Sevgi ve yüksek sosyetede Dul Bir Kadın) kadınlar bir kimlik arayışı için dedir. Bu mesele Batı'da çözüldü, ama Türk toplumu şu anda bir geçiş sürecinde; bu süreci belki Iran'la kıyaslayabiliriz. Mine, bu arayışın başlangıcıydı. 1980'lerdeki feminist hareketle aynı döneme denk geldi ve çok başarılı oldu. Anadolu'da 200 kişi kapasiteli bir sinemaya 190 kadın geldiğinde yöneticiler kapıları erkeklere kapatmak zorunda kaldılar. Sinema kitlelere hitap eden bir sanat türüdür ve bu yüzden halkın taleplerinden etkilenir, tıpkı sanatçının çevresinden ya da oturduğu şehirde meydana gelen değişikliklerden etkilenmesi gibi. Ben bir film çekerken, seyircimi düşünürüm. Geleneksel olarak Türkiye'de seyircilerin büyük bölümünü de kadınlar oluşturmuştur.
Özal (I)
MGK, anayasa ve siyasi mevzuatta, vesayetçi bir değişim yaptıktan sonra demokrasiye dönüş sürecini 24 Nisan 1983 tarihinde, siyasi partilerin kurulmasına izin vererek başlattı. Demokrasiye dönüş sürecinde eski partileri kapatıp, eski siyasetçilere siyaset yasağı getiren MGK, katı yasaklarla kayıt altına alınmış güdümlü bir demokrasiyi güvenceye
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
Geri14
49 öğeden 41 ile 49 arasındakiler gösteriliyor.