İnsanın bilinçli çaba harcayıp özellikle dış dünyayı tanımak ve kendine mal etmek için ben'i sağlam temellere oturtmak ve sınırlarını genişletmek gibi bir amaç gütmesi, alabildiğine sapa bir yoldur; yönü değiştirilmedi mi ne geriye, ne içe dönüş tanır; hedefe asla götürmeyeceği gibi saflığı, zenginliği ve yüceliği içinde özben'in ne sezilmesini, ne yaşanmasını sağlar, tersine insanı hep uzaklara, hep ötelere çekip götürür bu hedeften. Ancak içe, bilinçdışımıza giden yoldur ki, ben'in zincirlerinden çözüp alır bizi, esenliğe çıkarır.
"Olayların üzerindeki manipülasyon perdesi kalktığında, yüzleştiği canavarlara karşı tek silahı çığlık atmaktır. Geriye dönüş yoktur artık. Bir kere bakmıştır tavşan deliğine Alice. Düşüş başlamıştır. O düşüş aslında kuyunun dibine tırmanıştır. Zirve diptedir."
"Tarihin tekerleği geriye dönmez. Sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir topluma varmak sadece bir hayal, bir ütopya değil, zorunluluktur," diye bitirirdi dersleri