Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kalpten ağır ne taşınır Yolların ruhu olan bu varlığımda..? Dalgalar... Bütün bir denizi taşır.. Cılız atlar gibi köpürerek... Desem,bende öyle taşırım bu kalbi, Geçtim sandığım bu denizlerden, Aştım sandığım dağlardan Bir daha... Öteki çoban gibi Kendi kırlığımda... Ve dalgalarımda... Ne kadar dokunaklı söylesem Anlatamam bu gezgin halimi. Bir kapı kapanır bir kapı açılır Yalnızlıktan yalnızlığa Düşlemiş oldum bir kere İçimdeki denizde yüzerek Varmayı karşı kıyıya.
Yabancı
(...) “Bir at,” dedi yabancı. “Nereden bir at alabilirim?” “Buradan alamazsın,” diye iç çekti ihtiyar. “Burada bütün atlar öldü. Hancıyı bul. Dümdüz git, komşu kasabada.” Yabancı yükünü omzuna savurdu ve pis kokulu su birikintisine dalıp çıktı. Buranın havası gerçekten bir acayip, diye düşündü. Aşağı vurup iki çitin ortasından
Dedalus KitapKitabı okuyacak
Reklam
Beraber Dinleyip Okuyalım
SOLUK SOLUĞA I. Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı ama atıldı yine de yeni serüvenlere
Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı Ama atıldı yine de serüvenlere Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya Durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı. Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı - ki onlar daima birer yalnızdılar Nerde doğmuştu ve ne zaman kopup Gitmişti o kentten anımsamıyor artık Hangi sokaktaydı ilk sevgili ve hala Sürüp
Soluk Soluğa
1. Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı Ama atıldı yine de serüvenlere Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya Durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı. Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı - ki onlar daima birer yalnızdılar Nerde doğmuştu ve ne zaman kopup Gitmişti o kentten anımsamıyor artık Hangi sokaktaydı ilk sevgili ve
Sayfa 13 - 25
Soluk Soluğa
... Nasıl bağlanmadıysa yere ve zamana bağlanmadı kendine de ömür boyu dağlara tırmanan atlar gibi soluk soluğa yaşamak istedi dünyayı bir şahan gibi bulutlara kurdu dumanlı sevdaların yörük çadırını sıradan bir gezgin değildi hiç dövüşür gibi yaşadı yolculukları belki korkusuz sayılmazdı büsbütün korkardı korkulara düşmekten zaman zaman ...
Reklam
FERN HILL Ben işte öyle gencecik, tasasız bir çocukken seken evin ordaki Elmaların altında, otlar nasıl yeşilse işte öyle mutluyken, Vadideki koruyu örten yıldızlı gece, Zamanın da izniyle bağırıp tırmanırken Hep öyle pırıl pırıl dipdiri gözlerinde, Ve sayılan biriyken vagonların orada, prensi o elma köylerinin,  Bir kere zamanın da altında
Sayfa 160Kitabı okudu
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.