...Yalan söylemek, topaç gibi dönmekti. "Hakikat yalnızca galiplere ait değildir" diyen ve "hakikat yetmez; şair görmediğine bile tanıklık eder" diye ekleyen Kavafis'i duysa, hemfikir olurdu. Genet kendini "kesinliklerin akışı içinde" (René Char) görmüyordu; bundan çok uzaktaydı, her şey ona karmaşık geliyordu, sevdikleri hariç, herkes ve her şey karşısında kuşku besliyordu. Böylece, bir aşırılıktan diğerine geçiyor ve bu onu rahatsız etmiyordu. Verilmiş sözün adamıydı o; çok ender verdiği sözün. Gerisi, imza, sözleşme, vaat, bunları alaya alır ve gülüp geçerdi...
Ben bir varlık mıyım, bir görüntü mü, bir beden miyim, bir otorite mi? Bahçedeki rengi kaçmış taşlardan biri mi, yoksa kuru sert bir ağaç mı? Ben kimim söylesene bana?
Size itiraf etmeliyim ki benden başka birinin beni soyduğunu görmeye katlanamadım; kitaplarımda ben kendimi soyuyorum, ama aynı zamanda başka bir kılığa giriyorum; kendimi korumak için maskeler takıyorum.
Tanrı şahidimdir Üstüme düşeni disiplin, tarafsızlık ve sadakatle yaptım. Ama işte buradasınız; bu durum her şeyin Tanrı'nın elinde olduğuna dair bir kanıttır. Sizin için her şey bitti sayılır. Kısacası affedildiniz.