Marakeş, Fas ın güneyinin başlangıcı. O kentte toprak kırmızıdır, insanlar konukseverdir, hoş bir nükte anlayışları vardır, denizleri yok ama Akdenizliler.
Evet bir kadını güldürmesini bilmeyen bir erkek, iyi sevişmeyi bilmiyor demektir. Erkeklik güçlü kaslarda değil, akıldadır, şakalardadır ve hafifliktedir. Az rastlanan bir özellik.
Küçükken bana, insanların Mekke ye giderek günahlarından arındığını söylerlerdi. Pek cok insan yolculuğu bu amaçla yapıyor. Ben onu bunu anlamam, ha arınmış, ha arınmamış fark etmez, namussuz hep namussuz kalır.
Aşk ezgisi, ellerin birbirine değdiği, toprağa ve çimene karışmış gövdelerin, yalnızlığı iflas etmiş bir inziva içinde seviştikleri tarlalarda sürer.
Bu, serseri yıldızdan alınma en yüksek sevginin ezgisidir, dudaklarını çıplak taşa sık sık dayamış bir çocuğun belleğidir.
Bana ait bu gezgin serserilik halini bozmak istemiyorum. Emre amade kalmak istiyorum. Bildiğiniz gibi, ben bir toprağı olmasını isteyenlerin yanındayım, ama kendi toprağım olmasını reddediyorum.