Modern devrimci proletarya sınıfını yaratmak için, geçmişin işçisini hâlâ toprağa bağlayan göbek bağının kesilmesi mutlak olarak gerekliydi. Dokuma tezgâhının yanında küçük evi, küçük bahçesi ve küçük tarlası bulunan el dokumacısı, her tür sefalete ve siyasal baskıya rağmen, “olanca dindarlığıyla ve dürüstlüğüyle” sessiz, hoşnut bir adamdı; zenginlerin, din adamlarının ve devlet memurlarının karşısında saygıyla eğiliyordu ve özünde tam bir köleydi. Tam da modern büyük sanayi, toprağa zincirlenmiş olan işçiyi tümüyle mülksüz, her tür geleneksel zincirden kurtulmuş, kuş gibi özgür proletere dönüştürmüştür ve tam da bu iktisadi devrim öyle koşullar yaratmıştır ki, çalışan sınıfın sömürülmesinin son biçimi, yani kapitalist üretimdeki biçimi, ancak bu koşullar altında yıkılabilir.