"Hadi eve dönelim. Burada hiçbir şey yok." "Eve mi Bayan Lane?" derin sesinde bir sevinç vardı. "Oraya bir şey demem lazım," dedim kalbin neredeyse evin oradadır derler. Galiba benimki satenlere sarılıp yerin üç metre dibine gömülmüş."
Sayfa 83 - Artemis Yayınları, MacKayla ve JerrichoKitabı okudu
Lokman Hekimin Sev Dediği
Bu yürek Seni seveceğini biliyordu herhalde Bu kafa seni kuracağını seziyordu hanidir Bire bin veren buğday Elmadaki mayhoşluk Hukuki beşer Çınçınlı hamam Çizmedeki kedi
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Gnostik hristiyan düşüncesi(varoluşsal ve panteist))
Tanrıyı, yaradılışı ve benzer diğer şeyleri aramaktan vazgeç. Onu aramaya kendinden başla, içinde her şeyi kendisi yapan ve Tanrım, zihnim, düşüncem, ruhum, vücudum diyenin kim ol- duğunu öğren. Üzüntünün, sevincin, sevginin, nefretin kayna- ğını öğren. Birinin nasıl iradesi dışında seyrettiğini, iradesi dı- şında sevdiğini öğren. Bütün bunları dikkatlice araştırırsan, onu kendi içinde bulacaksın
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Doktorların ısrarlı çabalar sonucunda tamamen sağlıklı olduğunu tıbben kanıtladıkları kalbinde geniş bir yara var. Buradan bütün duyguları, sırları, yaşama sevinci dışarı akıyor, dökülüyor, harcanıyor tozlu toprakta, karnı yarılmış ve sürünerek kaçmaya çalışan bir keçinin kanı gibi. Kendi kendisine söyleyecek yeni bir şeyler bulmaya çalışıyor zihni, ama bu girişim hiçbir fayda sağlamıyor. Tükenmiş bir inanç, coşkulu bir atılım tüm aynaları paramparça ediyor. Tuzla buz oluyor dünya; geriye çaresizliğin çekimi peşinde oraya buraya sürüklenmekten, yaralara yenilerini eklemekten başka yapacak bir şey kalmıyor.
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Reklam
Geri117
178 öğeden 171 ile 178 arasındakiler gösteriliyor.