Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gayrimeşru doğmuş bir nesil ; meşru, bir dengeli, sevgi dolu ebeveyn ve aile ortamında yetişmiş bir nesle göre tabii ki daha sevgisiz büyür ve buradan da çoğu psikolojik hastalıklar kaynaklanır. Mesela ABD’deki uyuşturucu ve madde bağımlılığının, yüksek alkolizm oranlarının en önemli sebeplerinden biri budur.
Sayfa 242 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
Gözlemler eleştiri kabul etmeyen , çabuk incinen,son derece alıngan, sorumluluk taşımayan bir neslin ortaya çıktığını gösterdi.Terbiye ortadan kaldırılınca “özsaygı” kazandıralım derken erken yaşta gebe kalan, suç işlemeye , alkolizme, uyuşturucu kullanmaya yönelen ya da bedelini ödemeden maddi manevi her şeye sahip olduğunu düşünen bir nesil doğdu.
Reklam
"Terbiye ortadan kaldırılınca "özsaygı" kazandıralım derken erken yaşta gebe kalan, suç işlemeye, alkolizme, uyuşturucu kullanmaya yönelen ya da bedelini ödemeden maddî-manevî her şeye sahip olma hakkına sahip olduğunu düşünen bir nesil doğdu."
Gayrimeşru doğmuş bir nesil ;meşru,fengeli,sevg dolu ebeveyen ve aile ortamında yetişmiş bir nesle göre,tabii ki daha sevgisiz büyür ve burdan da coğu piskolojik hastalıklar kaynaklanır.
Sayfa 242Kitabı okudu
Terbiye konusunda yaptiğımız en vahim hata, biz psikolog ve psikiyatrların kışkırtması ile, gelişim sürecinin her aşamasında çocuğa karşılığıni vermeden her şeyi alabileceği izlenimini vermemizdir. J. Twenge Ben Nesli kitabında, bütün ayrıntları ile bu hatayı ve sonuçlarını açıklar. "Aman çocuğun üstüne varmayın yoksa travmatize olur, dengesi bozulur diye, belki dee insanlik tarihinde eși benzeri olmayan bencil, her şeye layık olduğunu ve her şeyi hak ettiğini zanneden, umursmaz bir nesil yetiştirdik. Çocuktaki bütün rahatsızlıkları anne babaların hataları üzerinden açıklamaya çalıştık ve ebeveynlere hak etmedikleri oranda suçluluk duyguları yükledik. Yanlıs anlamayalım; sevgi vermeyelim, anlayış göstermeyelim demiyorum, başka bir tutumu anlatmaya çalışıyorum. Ve bu tutum neticesinde çocukları âdeta kötürüm buraktık; otuz-otuz beş ve hatta daha ötesi yaşlara geldikleri hâlde baba parası yiyen, istedikleri olmadığında öfke krizlerine giren, mutsuz ve kaygılı bir nesil ortaya çıkti.
Babam da bir "aile mezarlığı" çevirmiş. Dört yanı mermer. İlki kendine nasip oldu.
Reklam
Peki, bunun sonunda nasıl gençler ortaya çıkacak? Gözlemler, eleştiri kabul etmeyen, çabuk incinen, son derece alıngan, sorumluluk taşımayan bir neslin ortaya çıktığını gösterdi." Terbiye ortadan kaldırılınca "özsaygı" kazandıralım derken erken yaşta gebe kalan, suç işlemeye, alkolizme, uyuşturucu kullanmaya yönelen ya da bedelini ödemeden maddi manevi her şeye sahip olma hakkına sahip olduğunu düşünen bir nesil doğdu.
Terbiye ortadan kaldırılınca öz saygı kazandıralım derken, (...) bedelini ödemeden maddi manevi her şeye sahip olma hakkına sahip olduğunu düşünen bir nesil doğdu.
Biliyor muydunuz? Dünyada her yıl dünya nüfusunu doyuracak kadar gıda üretiliyor ancak adil bir şekilde dağıtılmadığı için dünyanın yarısı açken yarısı tok ve bu üretilen gıdanın çoğu ''toklar'' tarafından israf edilmekte. Dünyada her 10 saniye de bir kişi açlıktan ölüyor. Bunları çoğu çocuk ve Afrika'da. Yetersiz beslenme ve açlıktan ölen bir çocuk bir çukur kazılıp içine yatırılıp gömülüyor. Kefen mi? Kefeni nereden bulsunlar kefen parsını nereden bulsunlar. Para olsa yemek alır. Öleni yıkayacak su bile yok. Türkiye'de insanlar mezara bile lüks içinde gömülüyor. Mezarları bile lüks. Temiz su ile yıkama, temiz kefen, düz saptırmalar, lüks mermer taşları. Afrika'da bazı aileler ise ölen çocuklarını ve aile bireylerini gömmeyip etlerini kesip yiyor bile. Evet, dünyada açlık sebebi ile bunların yaşandığı yerle var. Şimdi soru şu: ''Günde 5 milyon ekmek, yılda 214 milyarlık gıda israf eden bir toplulukla 10 saniyede açlıktan bir insanın öldüğü topluluğun ahirette hesabı bir mi olacak?'' Dikkat edin; sokak ve caddelerdeki çoğu çöpte çoğu evlerdekinden daha fazla lüks yemekler var. İsraf, şükürsüzlük ve halimizden bol şikayet ise cabası.
Sayfa 160 - Lopus YayıneviKitabı okudu
GENÇ ŞAİR...
- "(...)İçinde sigara dumanından göz gözü görmüyor. Üstleri mermer iki masayı bitiştirip etrafında halkalanmış Bâbıâli figürleri... Genç Şairin buruşuk bir kağıt üzerinden okuduğu satırları dinliyorlar... Halkada Peyami Safa, Mesut Cemil, Mustafa Şekip Hoca, Fikret Adil, Burhan Ümit (Toprak), Burunsuz Tevfik, Şeyh Nureddin -Nam-ı diğer Topluiğne- ve Genç Şair...
Sayfa 11 - 12 Lokanta, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.