" Her uygar toplulukta, sınıflar arasındaki farkın bir kez iyice yer ettiği her toplulukta, iki ayrı ahlak düzeni ya da sistemi hep aynı zamanda yürürlükte olmuştur. Bunlardan birine, imsakçı ya da sert; ötekine geniş... sistem denilebilir. Birinci sistemi genellikle halk tabakası çok beğenir. Ötekisini, kibar takımı denilenler (genellikle zengin kesim)... daha çok ... benimserler." " Yoksul bir işçinin tek bir hafta... hovardalık etmesi, çoğu kez bir daha belini doğrultamaması ve umutsuzluğa kapılarak en büyük suçları işlemeye sürüklemesi için yeterlidir."
" Kamu yararına ticaret ediyormuş gibi görünenlerden pek hayır gördüğüm olmadı."
Reklam
"Kralların ve bakanların; özel kişilerin ekonomisini gözetmeye kalkışmaları, ihtişam kanunlarıyla yahut yabancı süs ve gösteriş maddelerinin ithalini yasak ederek, bunların masrafını sınırlandırmaları, münasebetsizliğin ve haddini bilmezliğin son kertesidir. Onlar kendileri, hep istisnasız en büyük savurganlardır... Kendi israfları, devleti batırmazsa, uyruklarınınki hiç batırmaz."
" VI. Edward zamanında din hamiyeti ile her türlü faiz yasak edilmişti. Ama bütün bu çeşit öteki yasaklar gibi, bunun da yaraya merhem olmadığını, tefecilik belasını azaltacak yerde çoğaltacağını söylerler."
"Ustalar (patronlar), hep mantığın ve insanlığın emirlerini dinleyecek olsalar, işçilerinin çoğunda emek sarfını kamçılamak değil, çoğu kez hafifletmek ihtiyacını duyarlar."
"Kölenin (böyle demem yakışık alırsa) yıpranıp tükenmesini giderip onarmaya dönük ödenekler, çoğu kez, ihmalci bir efendi veya savruk bir idareci eliyle yönetilir. Bağımsız adama gelince; aynı işi görecek olan ödeneği, bağımsız adamın kendisi yönetir. Genel olarak; birincinin idare edilmesinde zenginin tutumuna egemen bulunan düzensizlik kendini gösterir. Yine tabii, ötekinin idaresine, fakirin pek sıkı, pek tutumlu özeni karışır... Bundan ötürü, öyle sanıyorum ki, özgür insanların yaptığı işin, eninde sonunda, kölelerin yaptığından ucuza geldiğini, bütün çağlardaki, bütün milletlerdeki tecrübeler göstermektedir."
Reklam
"Ustalar (patronlar), sayıca az olduklarından, aralarında çok daha kolay birleşebilirler. Sonra kanun, onların bu birleşmelerini yasak etmez. Oysa işçilerinkini yasak eder."
Dede'yi wagner olmadığı için, yunus 'u verlaine , baki'yi goethe ve gide yapamadığımız için beğenmiyoruZ . Uçsuz bucaksız Asya 'nın o kadar zenginligi içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde circiplak yaşıyoruZ. Coğrafya, kültür herşey bizden bir yeni terkip bekliyor biz misyonlarımızin farkında değiliz. Başka milletlerin tecrubesini yaşamaya çalışıyoruZ.
Sayfa 252 - DergahKitabı okudu
Akşam yemeğimizi soframızda bulmamızın sebebi kasabın,biracının veya fırıncının cömertliğinden değil, onların kendi çıkarlarına olan düşkünlüğündendir.
Fakirlerin asıl trajedisi beklentilerinin fakirliğidir.
Geri178
790 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.