Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ancak, işbölümü her sanata ne denli sokulabilirse, emeğin üretici güçlerini o oranda artırmaktadır. Türlü zanaatlarla çeşitli uğraşların birbirinden ayrılmasının, bu fayda üstünlüğü dolayısıyla olduğu anlaşılıyor.
İşçilerin çoğu bir hafta işsiz yapamaz; bir ay işsiz geçinebileni pek az; bütün bir yıl işsiz yaşayabileni ise yok gibidir.
Reklam
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
KARDEŞ ve VEZİR KATLİNİ BAŞLATAN, CESEDİ KOKAN PADİŞAHLA İLGİLİ İNCELEME
Tursun Bey, Fatih'in Tarihi adlı bu çalışmasında 1442 – 1488 yılları arasını kapsayan 46 yıl anlatmaktadır. Ve gerçekten kısa, öz, abartısız, akıcı bir anlatımdır. Fakat tabi Osmanlı tarihi demek hep kan, gözyaşı, yağma talan, işgaller, haksızlıklar, hukuksuzluklar tarihidir aynı zamanda. Zaten yağma, talan dönemi sona erince de Osmanlı’nın
Tarih-i Ebü'l- Feth
Tarih-i Ebü'l- FethTursun Bey · İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları · 197725 okunma
Uçsuz bucaksız Asya'nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde çırçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür, her şey bizden bir yeni terkip bekliyor; biz misyonlarımızın farkında değiliz. Başka milletlerin tecrübesini yaşamaya çalışıyoruz.
Sayfa 268Kitabı okudu
A. Hamdi Tanpınar'ın tespitiyle," Biz şimdi bir aksülamel devrinde yaşıyoruz. Kafamız bir yığın mukayeselerle dolu; Dedeyi Wagner olmadığı için, Yunus'u Verlaine, Baki'yi Goethe ve Gide yapamadığımız için beğenmiyoruz. Uçsuz bucaksız Asya'nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde çırılçıplak yaşıyoruz. Coğrafya kültür her şey bizden bir yeni terkip bekliyor. Başka milletlerin tecrübesini yaşamaya çalışıyoruz". .
Aliye Çınar
Aliye Çınar
Uçsuz bucaksız Asya'nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz hâlde çırçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür, her şey bizden bir yeni terkip bekliyor; biz misyonlarımızın farkında değiliz.Başka milletlerin tecrübesini yaşamaya çаlışıyoruz. Huzur
Sayfa 64 - MuhitKitabı okuyor
Reklam
İran'da, İsfahan, Orta Asya'da, Müslüman Hindistan'da, Delhi gibi belki böyle kalabalık şehirler vardır. Buna rağmen, İstanbul'un nüfusundan çok zenginliği, orijinal mimarisi, kütüphaneleri dikkati çekerdi. Develer dolusu kervanlarla bu şehre kitap taşınırdı. Kütüphaneleri dolmaya başlamıştı. Bizzat İstanbul'un bu zenginliği muhtelif milletlerin dillerinde, muhtelif isimlerle anılmasına neden oldu: Asitane, Darü's-Saadet, Der Aliyye (Yüce Ev), Darü'l-hilafetü'l-Aliyye, Der-i Saadet veya Der-Saadet gibi son zamanlara kadar halk arasında kullanılan isimler. İsimler saymakla bitmiyor. Slav milletlerin dilinde onun adı Tsarigrad'dı (Çar'ın, imparatorun yaşadığı şehir). Hâlâ bugün Bulgarcada bu ismin kullanıldığını görürsünüz. Bildiğim kadarıyla Sofya Havaalanı'nın bekleme salonundaki mozaiğin üzerinde İstanbul, Tsarigrad diye gösterilmektedir.
Okulda R. Malthus (1766-1834) Keynes'in "efektif talep" dediği kavramı "effectual demand" terimini kullanarak kabul etmemişti.
"Milletlerin Zenginliği" kitabı bu bireysel çıkarla ulusal çıkar arasındaki uyum anlayışını yansıtıyordu.
905 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.