Muhabbet makamından da yüce başka makam yoktur.
“Gerçektir ki, Allahu Teâlâ hem tevbe edeni sever, hem de çok temizlenen kişilere muhabbet duyar.” (Bakara: 222)
Reklam
Her ben dediğimde “Affola,” diyesim geliyor oysa..
Ben de bu dünyaya düşmüş biriyim. Kimi zaman şeytan dokunmuş düşünü hayra yoramayan Havva, kimi zaman af dileyerek kırk yıl gözyaşı döken  dem gibiyim. “Ben neyim?” diye gelmedimse de dünyaya, belli, “Ben neyim?” diye diye gideceğim. Parmaklarımın ucunda yükselerek bir pencere aralığından, batan güneşi gördüğüm günden beri, gökyüzünün rengini,
Siz konuşurken Tuğrul İnançer Efendi ile bir sohbet hatıladım. "Aşkta acı var mıdır?" diye sormuştum. "Aşk pür-hazdır" demişti, "Fakat insanlar aşkı nihayet, yani son zanneder, oysa aşk bidayet, yani başlangıçtır. Aşkın sonrası meveddet, nihayeti ise muhabbet. Aslolan da muhabbettir" diye devam etmişti.
Muhabbet duymak, benzeşmeyle ortaya çıkar. Bu nedenle "Benzer benzerini; kuşlar onbinler arasında eşini arar." denmiştir. Ne demek istediğini işaret etmek ve uzuvlarıyla anlatmak dışında ifade imkanı olmayan bir dilsiz için, bütün insanların dilsiz olduğunu görmez misiniz? O kendisi gibi birini bulunca, bütünüyle anlaşılınca huzur duyacaktır.
Sayfa 8 - Türk Tarih KurumuKitabı okuyor
"Okurların çoğu edebiyattan anlamıyor, nicesi de ona burun kıvırıyor. Cahiller kültürden tamamen yoksun olmayan her şeyi ağır buluyor, entelektüeller modası geçmiş bir dille ifade edilmeyen her şeyi avam diye reddediyor. Kimileri yalnızca klasikleri seviyor. kimileri de yalnızca kendi eserlerini. Kimileri karamsarlıktan ve ciddiyetten her türlü mizahı kınıyor, kimileri de yarım akıllılıktan hiçbir nükteye dayanamıyor. Kimileri kelimelerin görünür anlamlarına öyle takıntılı ki en küçük ironi emaresine bile kuduz gibi tepki veriyor, kimileri de oturup kalktıkları her an farklı sonuçlara varıyor Sonra bir de birahanelere kurulup tam yetkili bir edayla, akıllarına estiği gibi onu bunu mahkûm eden alkolik eleştirmenler okulu var. Bir güreşçinin rakibinin saçına yapışması gibi eserine yapışıyor, gayet korunaklı yerlerinden onu aşağı çekiyorlar ama bu arada kendi boş kafaları kel olduğundan insan onları hiçbir yerinden tutamıyor. Bunların yanı sıra, bazı okurlar o kadar nankör ki bir kitabı çok sevseler bile yazarına karşı muhabbet beslemiyorlar."
Reklam
435 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.