“Öyle reformlar vardır ki içinden bir milletin bilgeliği ortaya çıkarken, diğer taraftan ihanetlerin en büyüğünü barındıranlar da vardır. Yakın tarihimizde Japonya ve Türkiye örnekleri bu hususta klasik durum arz ederler. XIX. asrın sonu ve XX. asrın başında bu iki ülke ben­zer ve kıyaslanabilir durum arz ediyorlardı. İkisi de eski imparatorluk, kendine ait yapıları ve tarih içinde kendi yerleri belli olan ülkelerdi. İkisi de gelişmişlik bakımın­dan birbirine yakın ve hem imtiyaz hem de yük olabile­cek muhteşem tarihe sahip idiler. Tek kelimeyle bu ikili gelecek için hemen hemen aynı fırsatlara sahipti. Ondan sonra iki ülkede de bilinen reformlar gerçek­leşti. Başkasının değil, kendi hayatını yaşamak için Ja­ponya ilerlemeyi ve geleneği birleştirmeye çalıştı. Tür­kiyee ile alakalı olarak, onun modernistleri tam tersi bir yol seçmişlerdi. Bugün Türkiye üçüncü sınıf bir ülke, Ja­ponya ise dünya milletlerin zirvesine çıkmıştır.”
Sayfa 25 - Fide Yayınları, epubKitabı okudu
-Bazı günler kendimi bir erkek gibi bazı günlerdeyse bir kadın gibi hissediyorum. Her ikisi de olabilir miyim? Yahut şizofren mi oluyorum? + Herkes her ikisidir ve sen farkına varmışsın; bu çok iyidir. Bu, varlığındaki muhteşem bir anlayıştır. Herkes her ikisidir.
Sayfa 23 - Ezr Yayıncılık
Reklam
Dünya, çıplak gerçeklerle karşılaşmak istemez..
19. yüzyıla ait bir efsaneye göre; Gerçek ve Yalan bir gün karşılaşırlar. Yalan, Gerçek’e: “Bugün muhteşem bir gün!“ der. Gerçek, gökyüzüne bakıp iç çeker, çünkü gün gerçekten de çok güzeldir. Birlikte biraz zaman geçirirler. Derken bir kuyuya varırlar. Yalan, Gerçek’e: “Su çok güzel, haydi birlikte yıkanalım“ der. Gerçek biraz şüphelidir; suyu kontrol eder ve gerçekten de çok güzel olduğunu fark eder. Bunun üzerine ikisi de kıyafetlerini çıkartıp yıkanmaya başlarlar. Aniden, Yalan sudan çıkar, Gerçeğin kıyafetlerini giyer ve hızla kaçar. Gerçek, kuyudan çıkar; elbiselerini bulamayınca bir hayli öfkelenir. Yalan’ı bulmak ve elbiselerini geri almak için her yere koşar. Bu sırada Gerçek’i çıplak biçimde oradan oraya koşarken gören Dünya, bakışlarını küçümseme ve öfkeyle geri çevirir ve onu görmek istemez. Zavallı Gerçek, çaresizlik içinde kuyuya geri döner. Artık sonsuza dek saklanacak ve ortadan kaybolacaktır çünkü çıplaklığından çok utanmaktadır. Yalan ise o gün bugündür dünyayı dolaşmakta, Gerçek gibi giyinip toplumun ihtiyaçlarına karşılık vermektedir. Çünkü Dünya, hiçbir şekilde Çıplak Gerçek ile karşılaşmak istemez.
Kitaplarla müzik birbirine benzemiyor mu sence ? İkisi de insanın yaşamına erdem, cesaret ve iyilik katan muhteşem unsurlardır...
bak ne buyuruyor kur'an: haramidir halktan çalan sor kendine eyyy müslüman çok mu sevdin iktidarı? muhterem yaman tacir alıp satmasını bilir köprü yapar yol gösterir gösteremez diplomayı ne istedilerse verdi vefasızmış kardeşleri üst akılı, paraleli kaplamışlar dört bir yanı namazı şam'da kılacak dünya lideri olacak bıraksalar uçacak sam amca'da kanatları
Sayfa 94 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 1.Basım, Mayıs 2019Kitabı okudu
Muhteşem satırlar
Bütün olguları aynı anda gözlemlemek mümkün değil; gerçekten var olduğu için hayal edelim diye bize bahşedilmiş o uçsuz bucaksız sürekliliğin içinde bir zaman ve bir mekân seçmek zorundayız; küresel olgular bütününden payımıza düşen dilim, hem sınırımız hem de özgürlüğümüz; iyi ya da kötü değiştirebileceğimiz tek şey; gördüklerimiz dokunduklarımız gerçekliğin sadece bir yüzü; bir şeyin ya konumu ya da hareketi, biri ya da diğeri ama asla aynı anda ikisi birden değil; bu bizim sınırımız ama aynı zamanda gücümüz de: Kendi görüş alanımızı tamamlamak için başkalarının görüş alanına muhtacız; tek göz, yarım ağız, yarım yüz, yarım beyniniz; öteki bendir, çünkü beni tamamlıyor.
Sayfa 736 - Can Yayınları, 1.Basım 2020 Mart, Çevirmen:Aslı Biçen
Reklam
754 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.