Toplumsal gerilimler yalnızca aydınlar topluluğuyla modern orta sınıf içinde değil, ulemayla geleneksel orta sınıf içinde de siyasal radikalizmi şiddetlendiriyordu. Bu radikalizmi açıkça ifade eden iki tanınmış sima şunlardır: Fransız eğitimi almış, fakülte ve yüksek okul öğrencileri arasında epey popüler olan sosyal bilimci Ali Şeriati ile Amerikalılara "kapitülasyonlar" verildiği gerekçesiyle şahı suçlayarak 1963'ten sonra sürgüne yollanmış olan Ayetullah Ruhuilah Humeyni. Kimilerine göre İslam Devrimi'nin gerçek ideoloğu 1977 yılında ölen Şeriati'ydi. Kimilerinin gözündeyse Humeyni yalnızca devrimin lideri değil, aynı zamanda İslam Cumhuriyeti'nin temel taşı Ve/ayet-i Fakih (Hukukçunun Himayesi) kavramının yaratıcısı olan fakih'ti. 1979 devrimi köktendinci olarak nitelendirilmiştir. Aslında milliyetçilik, siyasal popülizm ve dinsel radikalizmin karmaşık bir bileşimiydi.
Sayfa 187Kitabı okudu
Ama zaman değişti. Buharlı lokomotif, matbaa ve devlet okulu, Sanayi Devrimi'nin bu üçlüsü, gücü kralların elinden alıp halka verdi. İnsanlar kralın kaybettiği gücü kazandılar. İktisadi güç, politik gücü arkasından sürükleme eğilimindedir ve Sanayi Devrimi'nin tarihi o gücün nasıl kraldan ve aristokrasiden burjuvaziye geçtiğini gösterir. Genel oy hakkı ve evrensel okul eğitimi bu eğilimi pekiştirdi ve en sonunda, burjuvazi bile avam karşısında korku duyar oldu. Çünkü kitleler kral olma yolundaydı.
Sayfa 49 - Pagasus Yayınları, Edward BernaysKitabı okudu
Reklam
Yüksek Notlu Eğitim Sistemi
Okullar insanları sayısal notlarla ölçmeye başladığından beri milyonlarca öğrenci ve öğretmenin hayatı kökünden değişti. Üstelik notlandırma nispeten yeni bir buluştur. Avcı toplayıcılar başarıları için hiçbir zaman notlandırılmadığı gibi Tarım Devrimi'nden binlerce yıl sonra bile çok az eğitim kurumu kesin notlar kullanırdı. Ortaçağda kunduracının çırağı, yıl sonunda ayakkabı bağcıklarından pekiyi ama tokalarından zayıfla geçtiğini belirten bir kağıt almıyordu. Shakespeare'in zamanında bir lisans öğrencisi Oxford'dan sadece iki sonuçla ayrılabilirdi; diplomayla ya da diplomasız. Kimsenin aklına öğrencilerin birine 74, diğerine 88 vermek gelmiyordu. Sanayi çağı ile birlikte kitle eğitim sistemi düzenli notlandırmaya başladı. Fabrikalar ve bakanlıklar sayıların dili ile düşünmeye alışınca okullar da bu modaya uydu. Her öğrencinin değerini ortalama bir not biçerek ölçmeye başladılar. Öğretmen ve müdürün değeri ise okulun genel ortalaması ile belirleniyordu. Bürokratlar ölçümleri için bu yeni aracı benimseyince gerçeklik değişti. Aslında okulların öğrencileri eğitmeye ve aydınlatmaya odaklanması gerekiyordu ama bu yeni yöntem başarıyı ölçmenin tek yolu kabul edilince yüksek notlara odaklandılar. Her öğrenci, öğretmen ve müfettişin bildiği gibi sınavda yüksek not almak için gereken beceriler edebiyat, biyoloji ve matematiği derinlemesine kavramak için gerekenlerle aynı değildir. Her öğrenci, öğretmen ve müfettiş aynı zamanda çok iyi bilir ki, bu iki beceri arasında seçim yapılması istendiğinde pek çok okul yüksek notları tercih eder.
Sayfa 179Kitabı okudu
Bu koşullarda ABD taşeronluğunun ideolojisi "llımlı İslam" olarak belirlenmişti. Graham Fuller cinsinden CIA istasyon şefleri açıkça belirttiler: "Kemalizmin modası geçmiştir; Türkiye'ye Ilımlı İslam gerekli." Buna uygun olarak Fethullahçı Terör Örgütü parayla ve her araçla desteklendi. Fethullah Gülen, hiçbir şeyi yokken, ABD sayesinde, holdinglere, yüzlerce vakıf okuluna, öğrenci yurtlanna, basın ve televizyon kurumlanna sahip oldu. Bu kapsamda Kafkaslar'da ve Orta Asya'daki Türk cumhuriyetlerinde yüzlerce okul açıldı. Fethullah Gülen, Amerikancı İslamın önde gelen lideri oldu. ABD, İslami akımlar üzerindeki denetimini güçlendirmek için, sözüm ona Siyasal İslama karşı Popüler İslamı örgütledi. "Ilımlı İslam" adı altında Amerika yanlısı bir İslami akım geliştirdi. Oysa "Siyasal olmayan" bir İslam yoktur. Siyasal olmayan herhangi bir din de yoktur. Dinler ve İslam, yönetmek ve dünyayı düzenlemek içindir; bu nedenle öncelikle siyasaldırlar. "Popüler İslam" denen halk içindeki örgütlenmelerin dizginleri de "Siyasal İslam"ın elindedir. Şeriatçılık, bu dünyaya hükmetme iddiasındadır; yalnız öteki dünyayla ilgilenen bir İslamcılığı kabul etmiyor. Kemalist Devrim'e öfkeleri de buradan geliyor. Çünkü Kemalist Devrim, laikliği "din ve dünya işlerinin ayrılması" diye tanımlamış ve şeriatçılığın dünyayı düzenleme iddiasına karşı kararlı tavır almıştır.
Pekin'deki kız okulunun bahçesi her zamanki gibi çocuk çığlıklarıyla yankılanıyordu. Lakin bu kez olağan olmayan bir şeyler vardı. Kızlar alışılageldiği şekilde ip atlamıyor, birbirlerini sobelemeye çalışmıyor ya da benzeri oyunları oynamıyorlardı. Bugünkü oyunları biraz daha acımasızdı. Okul Müdür yardımcısı, 4 çocuk annesi 50 yaşındaki Zhong-yun Bian'm etrafını saran çocuklar, bir anda korkudan titreyen kadını tekmelemeye, saçlarını çekmeye ve üzerine kaynar su boca etmeye başlamışlardı! Kadın can havliyle sağa sola kaçmaya çalışsa da nafileydi. Çivilerle bezeli sopa- lar, ince bedenine inip kalkmaya başlamıştı bile. Kan içinde sendeledi ve hırlayarak, 17 yıldır görev yaptığı okulun bahçesinde son nefesini verdi. Ellerindeki sınırsız güçten deliye dönmüş öğrenciler, kanuna uygun davranıyor, Çin'in megaloman lideri Başkan Mao'nun arzularını yerine getiriyorlardı. Zavallı Zhongyun, Mao'nun akıllara durgunluk veren Kültür Devrimi'nin ilk kurbanıydı ama sonuncusu olmayacaktı
Batılı okul kitaplarında da devasa boşluklar vardır. Örneğin, II. Dünya Savaşı'ndan sonra, Nazi savaş suçlularının yargılamak üzere görevlendirilen mahkemeler, Batı'nın Hitler'i desteklemesiyle ilgili bilgileri sansürlemekte çok dikkatliydiler. Aynı şekilde, 1917 Devrimi'nde Sovyet ekonomisine yapılan Batı kaynaklı finans yardımlarını da gizlenmiştir.
Koridor Yayınları
Reklam
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.