Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bak bu duman gibi bizim ilişkimiz, görüyor musun eser kalmadı
“Çekip gittikten sonra senden bana ne kalacak?” Gözü birden Zaur kibrit çakarken fırlayan kıvılcımın ateşiyle patlayan balon parçasına ilişti. “Sadece şu,” diye gülümsedi ve ekledi. “Onu da paramparça ettin.”
Sayfa 325 - KetebeKitabı okudu
...sanki ikimiz de uçurumun kenarına hızla fırlatılmış, dikkatsizce birbirimizi çekiştiriyorduk. Birbirimizi itiyorduk. İkimiz de kendimizi kurtarmak için, yaydan fırlayan oku durdurmak için çaresizdik.
Reklam
Bu mavi şey nedir? Bu insanın içini sevinçten, keyiften parlatan şey nedir? Ne kadınla yatmak, ne şarap içmek, ne arkadaşlarla prafa* oynamak, ne tiyatro, sinema seyretmek... Hepsi bir yana dünyayı seyret. Al gözüm bak efendim. İşte sana kibrit alevi. İşte sana cigara dumanı!
Sayfa 6 - ÖYLE BİR HİKAYE *İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun.Kitabı okudu
Ah bu erkekler :p
P. KARISI: Bal ya... Bal istiyorum. PARACI: Bal`ım benim. Sen kendin balsın, balı ne yapacaksın?
Sayfa 21 - Nesin Yayınları
Juliet “Gidiyor musun ? sabah yakın değil daha. kulağının ürkek boşluğuna işleyen bülbüldür, tarlakuşu değil. şu nar ağacında öter her gece. inan bana sevgilim, bülbüldü öten.” Romeo “Sabahın habercisi tarlakuşuydu öten, bülbül değil. bak sevgilim, doğu bulutlarına dantel işleyen şu hain ışınlara bak. gecenin kandilleri sönmüş, neşeli gün parmak uçlarına basarak duruyor dumanlı dağ başlarında: ya gidip yaşamalı, ya kalıp ölmeliyim.” Juliet “O gördüğün ışık günışığı değil, biliyorum; bu gece sen mantua'ya giderken meşale tutup yolunu aydınlatsın diye güneşin saldığı bir göktaşı o gördüğün. onun için kal daha; hemen gitmen gerekmez.” Romeo “Varsın yakalasınlar, varsın öldürsünler beni, umurumda değil, sen öyle istedikten sonra. şu ağartı sabahın gözü değil derim, ayın alnından düşen soluk bir yansıma ancak; başımızın üstündeki gökkubbeyi çınlatan ezgiler de tarlakuşunun değildi. gitmekten çok, kalmak istiyorum ben. gel, ölüm, buyur! juliet öyle istiyor. nasıl canım? hadi konuşalım. sabah olmadı daha.” Juliet “Oldu. oldu, kaç artık, git, uzaklaş! tarlakuşudur bu, böyle bozuk öten, uyumsuz, tiz sesler çıkaran. tarlakuşu güzel taksim yapar der bazıları. bu öyle değil, çünkü ayırıyor bizi. yine derler ki, tarlakuşu çirkin kurbağayla göz değiştirirmiş; ah, ses degiştirseler keşke, değil mi ki kucaklaşmamıza son veriyor, sabah şarkısıyla burdan uzaklaştırıyor seni! ah, git artık; ortalık gittikçe ağarıyor.” Romeo “Ortalık ağardıkça bahtımız kararıyor!”
"Aç gözün doymaz. Ne versem hep az. Yüzde bin olsun, Aç gözün doysun!"
182 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.