Biz ikimiz ağlamazdık. Bizim gözyaşı alabileceğimiz bir yerimiz yoktu.
— Gerçekten deli olduğunuz doğru mu, Ferdinand? diye sordu bana, bir Perşembe günü. — Öyleyim! diye itiraf ettim.
— O halde, burada sizi tedavi edecekler, değil mi? — Korkunun tedavisi yoktur, Lola. — O kadar çok mu korkuyorsunuz? — Sandığınızdan da fazla, Lola, düşünün, o kadar korkuyorum ki, eğer olur da kendime ait doğal bir nedenle ölürsem, ileride, cesedimin yakılmasını bile asla istemem! Bıraksınlar beni toprakta, mezarlıkta çürüyeyim, rahat rahat, oracıkta, belki de yeniden yaşama dönmeye hazır biçimde... Belli mi olur! Oysa beni yakıp küle çevirseler, Lola, anlıyor musunuz, o zaman her şey bitmiş olacak, iş işten geçmiş olacak... Bir iskelet, ne de olsa, az çok insana benzer yine de... Küllere kıyasla her zaman için yeniden canlanmaya daha yatkındır... Küle döndün mü iş biter!.. Öyle değil mi?.. Hal böyleyken, hele savaştan hiç söz etmeyelim...