Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.
İç ses diye söylendim,
Ardından Yıldırım Gürses...
Aptal aptal güldüm bir de buna.
Ayşecik vazoyu
"Bana bir yabancının gözleriyle baktığında ve o gözlerde kendime dair bir parça bulamadığımda ödeştiğimizi anladım. Durum eşitlendi, ey sevgili. Çok geç olmadan hatırla artık beni."
"Normal insanların yaptığı gibi çıkıyor muyuz?"
"Hayır."
"Sevgili miyiz?"
"Hayır."
"Günübirlik mi takılıyoruz?"
"Bir yılı geçkin süredir seninleyim ve buna pek takılmak denmez."
"O zaman biz neyiz?"
"Senin de az önce dediğin gibi biziz. Sen veya ben değil, biziz. Bu sana yetmez mi?"
Göğü kucaklayıp getirdim sana
kokla açılırsın
solmuşsun
benzin sararmış
yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
öyle bükük bakma bana
çam kolonyası getirdim sana
kentli dağlıların haklı sevdasını