Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkü!
Şu dağların neşesi gönlüm, Billur şişesi gönlüm! Yanıklık kemiğe işledi, Ateş düşesi gönlüm, Bıçak deşesi gönlüm, Kılıç üşesi gönlüm!...
Sayfa 89 - ÖTÜKEN YAYINLARIKitabı okuyor
"hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahlûklardı. kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı."
Reklam
Kalbine sor, böyle yaşanır mı hiç?
" Siz yaşamayı ne sanıyorsunuz? İstanbul'un bir köşesine tıkıl. Memurluğa mı? Sanata mı? Her nereye devam ediyorsan sabah git, akşam gel. Kazandığın parayı evinde her kim varsa onlarla ye. Her günün, her saatin birbirinin eşi olsun. Sonra da şu hâle yaşamak adını ver."
Geneki seni öldürmemiş Satı Ana:)
"Bu Gökçen Kız korkunç bir kızdır. Ondan kurt, kuş, yılan, çıyan bile korkar. Obanın köpekleri onun yanına yanaşamaz. Kurtlar ondan kaçar. İki arşınlık koca yılanı bakışı ile bayılttıktan sonra eliyle boğduğunu ben şu gözlerimle gördüm."
Sayfa 80 - ÖTÜKEN YAYINLARIKitabı okuyor
İlmin Kapısı Ebü'l Hasaneyn Hz. Ali(r.a)
Enes b. Malik (r.a.) anlatıyor: "Bir gün Fahr-i Kâinat Efendimiz, Hz. Ali'yi çağırdı. Ya Ali! dedi, Allah seni Benim üzerime dört haslet ile mükerrem kıldı. Hemen Hz. Ali Efendimiz, dizlerinin üzerine kalkıp başını toprağa koydu: - Anam-babam sana feda olsun, Yâ Rasûlallah! Hiç köle efendisinden üstün olur mu? dedi. Biz: - Yâ
Züğürtlere hudutsuz hayal kadar ruha mutluluk veren bir seyir yeri var mıdır? Hayal, o sermayesiz servet, yokluk içinde o varlıktır ki hayal ve yaratma gücüne sahip olan hayal erbabı şu alemde belirsiz sayılan ne cennetler; ne bedava saadetler bağışlar.
Reklam
Şu içimdeki boşluk ne yapsam dolacak bilemiyorum. Göğsümde titreşip duran şey ne olursa duracak?
Küçük bir çocukken... Zamansız, diğer bir deyişle zaman hesabı yapmadan yaşanan günler- di. Hayatın sonsuz bir şekilde akıp gittiği zannedilen, insanın nedenler çukuruna henüz düşmediği dönem... Sabah olur, gün yaşanır, akşam olur, mevsimler değişir ama zamanın geçtiğinin farkında değildir insan. Hiçbir şey için acele etmek gerekmez. Bir şeyleri ıskalamak korkusu, fırsatları kaçırmak kaygısı, yarışta geri kalmış olma tedirginliği gibi lüzumsuz şeyler henüz çok uzaklardadır. Kişinin etrafında oyalandığı basit bir hayat vardır; basit ve kendi hâlinde dönen bir dünya... Olan, olmaya devam eden ve olacak olanher şey kabullenilmiştir ve öyle yaşanıp gidilmektedir. Zihin geçmişe takılıp kalmaz, gözler geleceğin karanlıklara su da yorulmaz, neden diye sorulmaz.
Şu kitabı okumak isterdim, dedi. Elinde Fuzûlî’nin Leyla ile Mecnun’u vardı.
İstiklal nedir bilmedi Özgürlük nedir görmedi Yaşamak nedir tatmadı Önce ekmeğin kölesi Sonra ekmeğin kölesi Hâlâ ekmeğin kölesi Şu rezil kepaze düzende Sekiz çocuk babası Benim babam şükrü baba Şimdi madalya takıyor döşüne İstiklal madalyası..
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.