1990'ların başından bu yana, Türkiye'de Bektaşilik ve Aleviliğin inanç kökenieri ve temellerinin tarihsel arkaplanı hakkında, Bektaşi ve Alevi kesime mensup bazı yazarların da dahil olduğu, özellikle popüler nitelikli yayınlarda, birbiriyle çelişen değişik görüşler, hipotezler ortaya atıldı. Bu yazarlardan bir kısmı, Aleviliğin temeli olarak antik Anadolu kültür ve inançlarına ağırlık verirken,2 bir başka kısmı Mezopotamya din ve kültürünü öne çıkarıyordu.3 Daha sonra Kürt kökenli bazı Alevt yazarlan ise, yaptıkları popüler yayınlarda, Zerdüşlilik ve Mazdekizm gibi eski lran dinlerini Aleviliğin temeli olarak alıyorlar, dolayısıyla Aleviliğin Türk kökenli değil, Kürt kökenli olduğunu delaylı yoldan ispata çahşıyorlardı. Ama bütün bunlar arasında, eski Türk inanç ve kültürlerinden, dinlerinden gelen katkıların önemi ve rolü neredeyse yok sayılacak kadar dikkate alınmıyordu. Bugün şurası bir gerçektir ki, Türkiye Aleviliği yalnızca Türkler'den ibaret değildir. Onlar kadar olmasa da ihmal edilemeyecek sayıda Kürt Alevileri de vardır. Ama Alevilik ve Bektaşilik münhasıran Kürtler'in yarattığı bir olgu değildir. Kitap okunduğu zaman bu olgu çok açık bir şekilde ortaya çıkacaktır.