"türk çocuğu, buraya kısa bir süre önce göç ettiğini düşünürse, bu vatanın gerçek efendisi haline gelemez." (Afet inan) Türk tarih tezleri ve bu tezlerden hazırlanan tarih kitapları, M.Kemalin önderlik ettiği;başta Yusuf akçura, Afet inan ve Dr. Reşit Galip gibi, türk ocağı türk tarih heyeti üyelerinin belirlediği ve topluma dayattığı bir milli tarih anlayışıdır. Bu tarihi tezleri ve kitapları yazanlar Fuad Köprülü gibi ünlü tarihçiler değil, Yusuf ziya bey gibi hukukçular ve yusuf akçura gibi Türkçülerdir.Aynı zamanda bu tarihî tezler, kemalist yönetimin tarih görüşünü ve resmi ideolojisini yansıtır. türk ocakları içerisinde şekillenen ve uzun süre okullarda okutulan bu tarihî tezler, kemalist yönetimin ırk temeline dayandırılan türkçü tarih anlayışını kavramamız açısından oldukça önemlidir.
Sayfa 88 - Uyarlama tarih yazmak,tarih yapmak bknz. Güneş Dil Teorisi, Pantürkizm, Üç Tarz-ı SiyasetKitabı okudu
Güneş Dil teorisi
Bu devrenin esasında eskiye dönüş olmasına, yani 1930'lardan itibaren girilen sürecin yanlışlığını kabul ediş devresi olma­sına rağmen, Güneş-Dil teorisi gibi hiçbir bilimselliği ve tutarlılığı olma­ yan görüşlerle89 1930'lardan beri devam eden süreci devam ettiriyor imajı veren bir konuma girilme nedenini Mustafa Kemal'in kişiliğinde aramak
Reklam
"Onlarda yaşam böyleydi" :)
Daha enteresan bir örnek vereyim. Ebubekir hicri 13. yılında vefat ederken, eşi Habibe binti Harice hamileydi. Çocuk doğunca adını Ümmü Gülsüm koydular. Ebubekir ölünce Ömer aynı sabah iş başı yaptı; zaten konumuz da bu. Ve Ömer 10 yıl halifelik yaptıktan sonra öldürüldü. Yani Ömer dünyasını değiştirdiği vakit bu kız 9-10 yaşlarındaydı. İşte bu Ömer, bu kızı da kendine eş olarak Hz. Ayşe'den istedi ama alamadı. Daha sonra Ümmü Gülsüm, dedesi yaşında olan ve cennetle müjdelenen Talha bin Ubeydullah'la evlendirildi, Zekeriya, Yusuf ve Ayşe adlarında üç çocuk dünyaya getirdi. Kız 9-10 (o da eğer Ömer ona son yılında talip çıkmışsa!), Ömer ise 60 yaşlarındaydı. Ömer'le Hz. Ali'nin kızı konusunda buna biraz daha değineceğim. İlginç: Bir yandan birbirlerini katlediyorlar, diğer yandan birbirlerinin ufak çocuklarıyla evleniyorlar. Hz. Ali de Ebubekir'in ölümünden sonra kendisinden dul kalan eşi Esma binti Umeys'le evlendi ve çocukları oldu. Bunu daha önce de yazdım. Onlarda yaşam böyleydi. (200)
Alexander Helphand
Esasında iktisadın Batı etkisinden kurtarılması modernleşme döneminde hem Batıcıların hem de Türkçülerin vurguladıkları bir noktaydı. Ancak iktisadi alandaki bağımlılığın sadece Osmanlı’ya özgü olmayan kapitalist emperyalist sistemin dünya çapındaki örgütlenmesinin bir neticesi olduğu ve iktisadi, siyasi, askerî boyutlarının birbirini bütünlediği
Parvus
Yeni Osmanlılardan bazı kalemler, “yerli tüccar zümresi” oluşturulmasını isterken bir tür “iktisadi millileştirme” talep ediyordu. Bilindiği gibi Türkçüler arasında bu bağlamda iktisadi bağımlılığa dikkat çekenler Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Tekin Alp ile Parvus takma adıyla bilinen ve Türk Yurdu’nda uyarı dolu yazılar kaleme alan Alexander Helphand olmuştu. Özellikle I. Dünya Savaşı’na giderken ve savaş yıllarında, daha çok Alman tarihçi okulunun etkisiyle ortaya konan görüşler neticesinde bir “milli ekonomi” yaratılması gerektiği noktasında birleşildi. Ancak “milli ekonomi” görüşünün içerdiği korumacı yaklaşım, kapsamlı bir emperyalizm eleştirisine esin kaynağı olmadı.
Millet Meclisi Tutanak Dergisi
58'nci Birleşim | 10.3.1972 Cuma | Birinci Oturum Bülent Ecevit(Zonguldak): Sayın başkan, değerli arkadaşlarım. Ben ilke olarak ölüm cezalarıyla ilgili görüşme maddesinin bu kadar öncelikle, ivedilikle bir an önce görüşülmek... Sadık Tekin Müftüoğlu(Zonguldak): İvedilik yok. Bülent Ecevit (Zonguldak): Öncelikle görüşülmek istenmesini doğru bulmam. Çünkü, ölüm cezasını gerektiren konular, üzerine uzun uzadıya düşünmeyi, vicdan muhasebesi yapmayı gerektiren konulardır. (AP sıralarından "Ne vicdanı?" sesleri.)
Sayfa 11 - Armada Yayınları
Reklam
51 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.