بسم الله الرحمن الرحيم اللَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَى إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ''Allah, (ölecek) insanların ruhlarını ölümü sırasında alır, ölmeyenin de uykusunda (alır). Sonra hakkında ölümü hükmettiğini tutar, diğerini muayyen bir vakte (eceline) kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır'' TEFSİRİ: (Bu âyet-i kerîmede ve En’âm sûresinin 60-64. âyetlerinde hem uyku ile ölüm hem de uykudan uyanmakla diriliş arasındaki benzerlik ve fark açıklanmaktadır. Uyku, zayıf ve küçük bir ölüm; ölüm ise büyük ve şiddetli bir uyku. Uykudan uyanış, hayata dönüş; ölümden diriliş ise ebedî yaşayıştır. Her iki halde de insanın ruhu bir hayattan başka bir hayata geçmektedir. Aralarındaki tek fark, insan uykuda (rüyada) bilinçli değildir. Fakat ölümden sonra yaşayışta yani dirilişte her şey onun için apaydınlıktır (bk. 6/60-61). İşte Kur’an açısından ölüm; yokluk, kayboluş ve bitiş değil, aksine bir hayattan başka bir hayata geçiştir, bir değişimdir, bir başlangıçtır. Kazanılan mükâfatlara karşılık Allah’ın rızası ve cennet, cezalara karşılık Allah’ın gazabı ve cehennem olan, dönüşü ve sonu olmayan bir dünyada yaşamaktır.)
Sayfa 462 - SERVER
Kilit ne demektir?
Kilit, insanın utancı demek­tir her şeyden önce ... İnsanoğlunun nereye ulaştığının göstergesi demektir. İnsanların birbirlerine duyduk­ları güvensizliğin elle tutulur halidir kilit. Birbirlerine duydukları saygının derecesidir. Bu yüzden, bir çeşit utanç belgesidir her kapıda. Hatta, her dolapta, her çekmecede, her çantada, her kasada, her kutuda ... Gene de, insanların yüzü kızarmaz onu görünce. Üstelik, bu kilitleri açıp kapamaya yarayan ve adına anahtar denen şeyi, sürekli ceplerinde taşırlar. Bazıları ceplerine bile koymaz anahta­rını, kaptıracakmış gibi, sürekli elinde tutar. ikide bir, evirir çevirir. Neşelenince, şıkır şıkır sallar. Yani, utanç belgesini farkına bile varmadan, ne­şesinin bir göstergesi olarak kullanır.
Sayfa 63 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Su, ateşi söndürdüğü gibi, sadakada hataları söndürür, yok eder. Bir hurmanın yarısı ile bile olsa cehennem ateşinden korunun. Onu da bulamazsanız, tatlı ve güzel söz söyleyiniz ki, bu da sadaka yerini tutar.
konuşun soytarılar çalgılar susun daha bitmedi açlar salınır o eski sularda cüzzam yalnızlığı kirliliklerin gözün gözü sömürdüğü topraklarda ayıp ve kara şimdi çoktan terekesi o serüven kahramanlığın o bezirgan mutluluk balık tutar şimdi mor'kuytularda ne de çok özlemişiz gökyüzünü kirsiz sevmeyi
“Kapı olmak hiç de sevimli değil,” diyordu içimizdeki çamların en yaşlısı, “Bir kere, kapı olunca kilit takarlar bize. İnsanoğlunun böyle acayip huyları vardır. Evet, gözümümüzün yaşına bile bakmadan kilit takarlar. Kilit ne demektir bilir misiniz?” “Ne demektir?” “Ben size söyleyeyim, kilit, insanın utancı demektir her şeyden önce… İnsanoğlunun
Filistin Davası
Filistin davası basit ve kolaydır. Eğer kararlarında özgür olurlar, kendi dizginlerini ellerinde tutar, siyasetlerini kendileri şekillendirir, canlarıyla ve askerleriyle maceralara atlarlar, kılıçlarına ve dişlerine hakim olurlar, Allah'ın zafer vereceğine güvenirler, sadece kendi bileklerine dayanırlar, maddeye ve zevklere kapılmazlar, savaş ve cihatta ısrarlı olurlarsa Müslümanların zaferi kesindir.
Sayfa 43 - Asalet yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İslam dini kurtuluştur! İşte örnek ;
"Dikkat ediniz hem yaratmak hem de emretmek O'na mahsustur." (A'raf Sûresi, 54) "O, Doğunun da Batının da Rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilah yok tur. O halde, O'nu kendine vekil edin." (Müzemmil Sûresi, 9) " Bu inanç, iki tanrıcılık ve puta tapıcılığın tüm kısımlarından kurtarır. Vehimlerden, hurafelerden, söylenti ve uydurmaların baskısından, taklitler ve alışkanlıklardan.... Bu inanç, âlemi yaratan ve yönetenin dışındakine eğilmekten uzak tutar. Taş olsun veya ağaç olsun... İster deniz ister nehir olsun... Güneş veya Ay, melek ya da insan, dişi veya erkek olsun hepsinden kurtarır."
. Sonra yaşamak diye biz tutar yeniden ölürüz...
Zümer Sûresi / 22.Ayet <<<Allah kimin göğsünü (niyet ve isteğinden dolayı, kabiliyet ve duygularını) İslâm’a açmışsa o, Rabbinden bir nur üzerinde olmaz mı hiç? Artık kalpleri, Allah’ı anmaya (O’nun hükümlerini kabullenmeye) karşı katılaşmış (böylece insânî fıtratını kaybetmiş, dünyalıklara ve nefsine tapmış) olanların vay haline! İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.>>> Allah’a olan sevgisinden dolayı kalbi İslâm’a açılan kimse, artık nura, aydınlığa, hidayete kavuşmuş kimsedir. Kalbi Allah sevgisiyle dolan kişinin hareket ölçüsü İslâm olur. Onun elinden, dilinden, fikrinden kimse zarar görmez. Dünyalığı için de çalışır. Fakat âhiret dengesini bozmaz. Allah’a sığınır ve O’na tevekkül eder. Her işinde nefsinin veya başkasının hoşlanmasını değil, Allah’ın hoşlanmasını/rızasını ön planda tutar. Bu kimseler kalbini Allah’a kapatmışlarla asla bir olamaz. Kalbini Allah’a kapatmış kimseler, yine de içlerinde bir şeyin eksik olduğunu hisseder; hürmet edeceği, seveceği ve önünde boyun eğeceği bir şey aramaya koyulurlar. Bunun için de taş, tahta veya nefsinin öne çıkardığı şeylerin önünde boyun eğmeye ve onu yüceltmeye çalışırlar.
Sayfa 460
480 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.