İnsan kendi kendisinin acımasız denetmeniyse ve sonu gelmeyen içsel hesaplaşmalardan geçiyorsa, yaşamında kimselere açamadığı gerçek bir giz var demektir ve ne bir dünya hakimi ne de bir ruh hekimi, uykusuz geçen gecelerini ona geri veremez.
Bizim türümüzden o, iyiniyetli bir kimse. Artık yalnızlığın içine girdi, bir daha çıkmamak üzere. Kültür düşleri, insanların anlaşma üzerine kurduğu düşler, birden yıkılıp gitti. Önce korkuyu, yılgıyı duyacak. Uykusuz geceler geçirecek, sonra bitip tükenmeyen sürgün günleri art arda sökün edecek.
Sayfa 179 - Sentez Yayınları
Reklam
"Yüreğimizi neden dinlemeliyiz ?" "Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır." "Yüreğim sıkıntılı , çalkantılı," dedi delikanlı. "Düşler görüyor, heyecanlanıyor ve bir çöl kızına âşık. Bana bir yığın şey soruyor, çöl kızını düşündüğüm zamam, geceler ve gündüzler boyu beni uykusuz bırakıyor." "Ne âlâ ! Demek ki yüreğin canlı. Onun söylediklerini düşünmeye devam et." 151-152
Sayfa 151Kitabı okudu
"Yüreğimizi neden dinlemeliyiz?" diye sordu, mola verdikleri akşam. "Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır." "Yüreğim sıkıntılı, çalkantılı," dedi delikanlı. "Düşler görüyor, heyecanlanıyor ve bir çöl kızına âşık. Bana bir yığın şey soruyor, çöl kızını düşündüğüm zaman, geceler ve gündüzler boyu beni uykusuz bırakıyor." "Ne âlâ! Demek ki yüreğin canlı. Onun söylediklerini dinlemeye devam et."
“ Yüreğimizi neden dinlemeliyiz? “ diye sordu, mola verdikleri akşam. “ Çünkü yüreğin neredeyse hazinen oradadır. “ “ Yüreğim sıkıntılı, çalkantılı ,” dedi delikanlı. “ Düşler görüyor, heyecanlanıyor ve bir çöl kazına aşık. Bana bir yığın şey soruyor, çöl kızını düşündüğüm zaman , geceler ve gündüzler boyu beni uykusuz bırakıyor. “ “ Ne âlâ! Demek ki hala yüreğin canlı. Onun söylediklerini dinlemeye devam et. “
Sayfa 151
Bu yüreği dinlemek öyle kolay bir iş değildi. Bir zamanlar hep yola çıkmaya hazır tetikte beklerdi, ama gel gör ki şimdi ne pahasına olursa olsun varmak istiyordu. Yüreği kimi zaman, içi özlem dolu öyküler anlatıp duruyordu uzun süre; kimi zaman da çölde, güneşin doğuşu karşısında heyecanlanıyor ve delikanlıyı gizli gizli ağlatıyordu. Ona hazineden söz ettiği zaman hızlı hızlı çarpıyor, ama delikanlının gözleri çölün sonsuz ufkunda yittiği zaman da yavaşlıyordu. Ama delikanlı Simyacı'yla tek bir sözcük konuşmasa da bu yürek hiç susmuyordu. "Yüreğimizi neden dinlemeliyiz?" diye sordu, mola verdikleri akşam. "Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır." "Yüreğim sıkıntılı, çalkantılı," dedi delikanlı. "Düşler görüyor, heyecanlanıyor ve bir çöl kızına âşık. Bana bir yığın şey soruyor, çöl kızını düşündüğüm zaman, geceler ve gündüzler boyu beni uykusuz bırakıyor." "Ne âlâ! Demek ki yüreğin canlı. Onun söylediklerini dinlemeye devam et."
Reklam
196 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.