Hilafet'in Osmanlıya geçişi ve Mısır'ın tutumu,
11. yüzyıldan itibaren Türk gücünün yerleşmesinin ilginç bir örneğine Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethinde rastlıyoruz. Olayların görgü tanığı olarak çok değerli bir eser bırakmış olan İbni İyas kukla Halife'nin İstanbul'a götürülüşüne hiçbir tepki çıkmadığını, sadece halk arasında "Hilafet Mısır'dan çıktı ve İstanbul'a gitti" dendiğini belirtiyor. Osmanlı başkentinde sekiz yıl kaldıktan sonra geri döndüğünde de Kahire'de sıradan bir vatandaş olarak yaşamış, sembolik görevine özenmediği gibi toplumdan da bu yolda bir istek çıkmamıştır. Daha da ilginci, İbni lyas'ın Memluklardan "Dawla at-Turk = Türk Devleti" diye bahsetmesi ve Sultan Selim'i "Osmanoğlu" diye anmasıdır. Osmanlılardan beri Anadolu Türkleri Rumi(Yunanlılardan aktarmayla Romalous- Romalı) diye adlandırılıyordu. Buna rağmen "Daima imanın bilinçli konuyuculan olan Kahire'nin Magriplileri, Sultan al Gavri'nin Osmanlılara karşı savaşma çağrısını, yalnız Frenklere karşı savaşırız, Müslümanlara karşı değil, diyerek red etmişlerdir."
Sayfa 15 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Kösem Mahpeyker Sultan
Kösem Sultan bir Rum rahibinin kızı idi. İsmi Anastasya’ydı ancak, ona Nasya derlerdi. Nasya küçük yaşta babasını kaybetmiş ve öksüz kalmıştı. Bosna Beylerbeyi’nin bir şekilde eline geçmiş ve Beylerbeyi ise onu Darüssaade Ağasına hediye olarak vermiş ve nihayet oda onu I.Ahmet’in haremine sokmuştu. Saraya geldiğinde 15 yaşlarında idi. Güzel, tatlı
Reklam
birçok konuşmanızda "Türk Egemenlik Sistemi (TES)"ten söz ediyorsunuz, TES' ten ne kastediyorsunuz? FO: Türkiye'nin siyasi statüsü siyasi literatüre göre Kürd siyasetçileri tarafından "kolonyalist, cumhuriyet, devlet" olarak tarif edilmektedir. Fakat bence bu özgün bir sistemdir. Yeryüzünde böyle bir sistemin
Sayfa 159Kitabı okudu
Bu bakımdan ortaya “infak sistemi” diye tanımlanacak bir dünya görüşünün çıktığı tarihi bir realitedir. Bu yapı içinde, cimrilik ve her türlü pintiliğin kötülenmesi, toplum yararına yapılan harcamaların özendirilmesisebebiyle ekonomik rant sadece zenginlerin ve devlet adamlarının elinde toplanmamış, aksine topluma sürekli geri dönmüştür. Özellikle vakıflar ekonomik rantın topluma tekrar yayılmasının aracı olmuştur. Rantın topluma tekrar geri dönmesi sayesinde Osmanlı’da tabakalararası farklılıklar hiçbir zaman aşırıya varmamış, böylece sınıf (tabaka) farklılıklarından kaynaklanan büyük çatışmalar yaşanmamıştır
_(Cia ajanı Fuller’in “Yeni Türkiye” planı- 2008)_ _Atatürkçülük öldü. Nurcular ileri. Paul Henze(Cia) _Kemalizme son verip Osmanlıyla övünün. Fuller(Cia) _Türkiye, Atatürk'ün mirasını reddedip Osmanlı şeriatına geri dönmelidir. Samuel Huntington. (Cia) _Yapılması gereken Atatürk'ün İslam ve kürt düşmanlı olduğu fikrini yaymaktır. Kurt
Fâtih Sultan Mehmed, bu çeşit vakıf topraklarının vakfiyyetini fesh edip (kaldırıp) devlet hâzinesine mal etmiş, timarlılara vermiş veya seferlere eşkünci er göndermeyi zorunlu kılmıştır. ... II. Bayezid vakfiyyeti geri getirmiş, din adamlarının desteğini kazanmıştır.
Sayfa 76 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
172 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.