Osmanlıya Arap ihaneti
Bu dönemde din faktörünün önemsizliği olgusunu belirten bir olay, Tunus ve Cerbe'de yerli Arap hanedanlarının V. Karl ve İspanyollarla Osmanlı'ya karşı işbirliği yapmalarıdır (anlaşmalar Simancas arşivindedir). Bu beylerbeyilikler, Batı-Akdeniz'de İspanya'ya karşı güçlü bir cephe meydana getirmiştir.
Sayfa 170 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Emperyalizm 19.yy da tek Osmanlıya müdahale edemedi.
Avrupa'nın 19. yüzyıldaki tüm müdahale girişim­leri karşısında egemenliğinin özünü korumayı başarmış olan başlıca devlet Osmanlı İmparatorluğuydu. Din ile devlet arasındaki ilişki hakkında en kapsamlı tartışmaların da Türk kültü­rel geleneğinin evriminin doğal süreci içerisinde- bu imparator­lukta yaşanmış olması hiç de şaşırtıcı değildir. Bugün Türk siyasi kurumlarının, birkaç tökezleme dışında, Müslüman dünyasının neredeyse başka hiçbir yerinde olmadığı kadar istikrarlı ve "or­ganik" olmalarının nedeni de budur.
Reklam
Bu bakımdan ortaya “infak sistemi” diye tanımlanacak bir dünya görüşünün çıktığı tarihi bir realitedir. Bu yapı içinde, cimrilik ve her türlü pintiliğin kötülenmesi, toplum yararına yapılan harcamaların özendirilmesisebebiyle ekonomik rant sadece zenginlerin ve devlet adamlarının elinde toplanmamış, aksine topluma sürekli geri dönmüştür. Özellikle vakıflar ekonomik rantın topluma tekrar yayılmasının aracı olmuştur. Rantın topluma tekrar geri dönmesi sayesinde Osmanlı’da tabakalararası farklılıklar hiçbir zaman aşırıya varmamış, böylece sınıf (tabaka) farklılıklarından kaynaklanan büyük çatışmalar yaşanmamıştır
Aşağıda nakledeceğimiz türden bir örneğin, dünya tarihinde benzerinin bulunabileceği konusunda çok derin şüphelerim var. Ay­rıca bu nakiller, cizyenin din değiştirmede bir baskı unsuru olma­dığını, bilakis koruma bedeli olduğunu göstermesi açısından da de­ ğerlidir. Suriye şehirleri fethedildikten ve cizyeler toplandıktan sonra ışığıda zikredilen
Sayfa 344 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
...kaynağını Batı pozitivizminden alan Kemalizm'in de Osmanlıda bir öncesi vardı: Bu, Osmanlı bürokratının pragmatizmi ve nispi laikliği idi: Osmanlı devlet adamlarının, İmparatorluğun kurumsal temellerini güçlendirmek için bir reform politikasına ihtiyaçları olduğunu anlamalarına imkan vermiş olan bu pragmatizmdi. Onlara, askeri okulların programlarına "pozitif bilimler"i (fen ilimleri) koyduran da aynısıdır. Atatürk'ü ve onun kuşağını bu okullar yetiştirmişti. Daha sonra Atatürk laikleşme modelini eğitimin tümüne yaydı ve "pozitif bilimler"i Türklerin geliştirmeleri gereken ideal bilgi türü haline getirdi.
birçok konuşmanızda "Türk Egemenlik Sistemi (TES)"ten söz ediyorsunuz, TES' ten ne kastediyorsunuz? FO: Türkiye'nin siyasi statüsü siyasi literatüre göre Kürd siyasetçileri tarafından "kolonyalist, cumhuriyet, devlet" olarak tarif edilmektedir. Fakat bence bu özgün bir sistemdir. Yeryüzünde böyle bir sistemin
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
172 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.