Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
D.A.Ç
insan olmanın her zaman için kendinden başka bir şeye, ya da bir insana-gerçekleştirilecek bir anlama, karşılaşılacak bir insana, hizmet edilecek bir davaya, ya da sevilecek bir insana- yönelmek olduğu yolundaki antik ant- ropolojik gerçeğini anlıyorum İnsan, sadece varoluşundaki bu kendini aşmayı gerçekleştirdiği zaman gerçekten insan, ya da
Kur’an insanlığı doğru yola sevk için gönderilmiş bir kitaptır. bu itibarla ilk önce kendisine muhatap olan insanlığın doğru veya yanlış inanç durumunu ve inanmanın sebep olduğu mesûliyetleri, doğruya veya eğriye inanan insanın dünyada ve ahirette alacağı durumu izah etmiştir. Kur’an’ı ve o’nun tercümesini okurken. konuşanın daima Allah Teâlâ olduğunu ve zaman zaman da mahlukâtı konuşturduğunu, bazen güzel misaller ve temsillerle hâdiseleri açıkladığını hatırda tutmak gerekir.
Reklam
Medeniyet ve Yıkım
“Yaşamın insan dışında kalan kısmını anlamlandırabilseydik, kendi medeniyetimizi inşa ederken yapmış olduğumuz yıkımların önüne geçebilirdik.” Bu söz insanlığın doğayla olan ilişkisini derinlemesine düşünürken birden kalemimden çıktı…. Günümüzde, çoğu zaman doğanın sadece insana hizmet etmek için var olduğunu düşünerek, doğal kaynakları ve ekosistemleri istismar ediyoruz. Bu yaklaşım, doğanın bir bütün olarak değerini anlamamızı engelliyor ve sonuç olarak çevre tahribatına yol açıyor. Büyük insanlar da benzer düşünceleri dile getirmişlerdir. Örneğin Albert Einstein’ın şu sözü bu durumu özetler niteliktedir: “Teknoloji gelişirken ahlak geride kalıyor.” İnsanlık olarak, teknolojik ve ekonomik ilerlemeyi hedeflerken, sıklıkla doğanın ve doğal dengeyi korumanın önemini göz ardı ediyoruz. Bu nedenle, çevresel yıkımlar ve ekolojik dengenin bozulması gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. Diğer bir örnek de Mahatma Gandhi’nin şu sözüdür: “Dünya herkesin ihtiyacını karşılayabilir, ancak herkesin açgözlülüğünü değil.” Bu sözde doğal kaynakların sınırlı olduğunu ve onları sürdürülebilir bir şekilde kullanmamız gerektiğini vurgular. Açgözlülük ve israf, doğal kaynakların tükenmesine ve çevresel sorunların artmasına yol açar. Yaşamın insan dışında kalan kısmını anlamlandırarak, doğanın değerini ve önemini kavramamız gerekiyor. Doğayla uyum içinde yaşamak ve onu korumak, insanlık olarak medeniyetimizi inşa ederken yaptığımız yıkımların önüne geçmek hayati öneme sahiptir.
Neden edebiyat? Neden sanat?
Bu aralar “Denizin Uzun Taç Yaprağı”isimli romanı okuyorum. Romanın temel konusunu İspanya iç savaşı oluşturuyor. İç savaşta yenilen Cumhuriyetçiler Fransa’ya sığınmak zorunda kalır ve burada çeşitli kamplara yerleştirilirler. Onlar istenmeyen adamlardır. Kamp koşulları acımasızdır. Önce çocuklar ölmeye başlar bir bir sonra yaşlılar. Ama onları
Bir deneme
"değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" -Herakleitos 21. yy'ın ilk çeyreğine üç sene kala düşünce selini mağlup edip durumumuzu şöyle bir özetledim; Sabah kalktığımızda ne görmek isteriz ? Mutlu bir eş, Güzel bir aş ,Yoksa sevdiğimiz işe giden yolu mu ? Cevap ne olursa olsun her daim elzem olan sabah kalkmak istememizdir ,
Çağrıdan çağa…
“Eğer insanlığın bugünkü durumu bir ırk savaşına yol açacaksa, İslam, tarihi görevini yapmak üzere bir kere daha çağrılmalıdır.”
Arnold J. Toynbee
Arnold J. Toynbee
Reklam
Kıymetli Okurlar ! Sizlerden bir ricam olacak.Zaten beni anlayan veya anlamak isteyenler bu durumu dikkate alacaktır buna hiç şüphem yok. Kimse kimsenin neyi, ne düzeyde paylaştığına asla karışamaz.Ancak insanlık onuru adına ve gerçekten göğsümüzde hâlâ bir kalp taşıyorsak zulmü unutturmaya çalışanlara inat asla unutmamak adına yaptığımız paylaşımlarımızı birazcık daha hassas içeriklerden uzak kılabilir miyiz ? Şahsî olarak haberleri bile TV 'den takip edemiyorum. Hz.Muhammed'in mühim bir tekniğiyle kimseyi zan altında bırakmadan, kimseyle bireysel polemiğe girmeden sormak istiyorum. Neden bazılarımız bunu yapıyor ? Kan donduran görselleri paylaşmak kime neyi kazandıracak ? Ama söyleyeyim bu büyük acılara merhem olamayacağı gibi o katledilmiş insanların , yavrucakların görsellerine sürekli bakmak içinizdeki insanlığın daha fazla yitimine neden olacak. Selametle kalın.
Seni yok sayacaklar, sen daha çok var olacaksın. S.K
" Ne yapsalar haklı çıkıyorlar çünkü çok güzel ölüyoruz " "Biz aciz değiliz , bizi aciz göstermeyin, biz izzetli ve onurlu insanlarız." - Filistin halkı Şehirden ayrılmadan evvel izlediğim son gösteriydi bu ve uzun zaman sonra bir tiyatrodan eşarbım ıslanmış bir şekilde çıktım üstelikte hiç yağmur yağmamıştı... Bizimle
.... “Ben” ölümü yenebilir mi? Amerikalı antropolog Ernest Becker, Pulitzer ödüllü Ölümü İnkar (Çev. Ayşegül Özdoğan, İz Yayıncılık) kitabında insanlığın bütün mücadelesinin ölümü yenmek konusunda düğümlendiğini söylüyor. Ölüm, yaşam ve korkulara ilişkin psikolojik ve felsefi bakış açılarının bir sentezi olarak nitelendirebileceğimiz kitapta,
438 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.