Hayat hattında acemi tayfalardık.
Ne avunduk sevinç müsveddeleriyle;
aşktan ikmale kaldık...
Bak her sabah bağıran yeni sabaha,
artık iklimler değişmiş, kuşlar da gitmiş,
tenimde eski ateş, gözlerimde fer bitmiş;
heybetli dağlar arasında
İlk kez Dostoyevski'yi okumaya giriştiğim gece yaşamımın en önemli olayıydı. İlk aşkımdan bile daha önemli bir olay. Benim için belirleyiciliği olan ilk bilinçli hareketti. İlk derin yutkunmadan sonra başımı kaldırdığımda saatin gerçekten durup durmadığını şimdi bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var. O da bir an için dünyanın duruverdiği. Bu benim insan ruhuna ilk göz atışımdı, Ya da Dostoyevski bana ruhunu açan ilk adamdı desem daha mı doğru olur acaba?
Bundan önce ayrımına varamadan azıcık gariptim. Dostoyevski'ye bulandığım andan sonraysa bilerek, isteyerek, geri dönülmezcesine hoşnutluk duyarak garip oldum. Artık benim için o günden ötekine çalışarak yaşanan yaşam bitmişti. Sıradan uyanmalar da. Yazma tutkum da yok olmuştu - uzun bir zaman için - gereğinden uzun bir süre ateş hattında, hendekte yaşamış bir adam gibiydim.
Sıradan insan acıları, sıradan insan kıskançlığı, sıradan insan tutkuları - hepsi benim için artık birer pislikti.
..
Savrulur şu tozlu saçlarımda rüzgar
Çıldırtan bir hışımla
Saklanmış bir sır gibi, şiirleri ateş hattında
Dayanmaz dayanmaz bu baskıya yürürüm
Sabrımın bir anında
Elimin hamuruyla çeker giderim
Canım burnumda
Ben bir kadınım ben bir insan
..
Kutsal topraklarımız değil, düşüncelerimiz işgal altında... Mescidi Aksa değil, alimlerimiz esaret altında.... Gazzeli Müslümanlar değil, onları sahipsiz bırakan yöneticiler ateş hattında.
Bu nasıl bir çağ Ya Rabbi! Sen bize merhamet etmezsen bu ateş hepimizi yakar.
Hayat...
"başı da sonu da belli olan o büyük gayya
gene de bütün kavgalar senin uğruna
kimine şan verir altın saçtırırsın
kimilerine kör geceler
biz kim miyiz
biz bu bahçenin gülü değiliz
Yeniden yüzüne baktığımda bir tanışıklık duygusuyla sarsılıyorum birden.Aslında çok önceleri karşılaşmış olmalıyız biz.Yoksa nasıl bu kadar yakın duyabilirim onu kendime?İcimde bir yer sızlıyor.Tehlikeli bir alanda ateş hattında geziniyormuşum gibi ürperiyorum.Sonra birdenbire ona her şeyi anlatabileceğimi sanıyorum.