Eeee bu denizlerde balık kalır mı?
Barbun Senegal'den geliyor… ‼️‼️ Kalamar Hindistan'dan. Ahtapot İspanya'dan. Karides Endonezya'dan. Lagos Mısır'dan. Kalkan Romanya'dan. Norveç'ten getirilen seyit balığını restoranlarda mezgit diye kakalıyorlar. Lüks otellerimizde yediğiniz kılıç şiş'ler aslında Çin'den ithal köpekbalığı… Mercan
Balıķçının hikayesi
Amerikali bir zengin, is seyahati sirasinda Meksika’nin kucuk bir kiyi kasabasina ugramis… Limanda gezerken, bakmis agzina kadar balik dolu bir tekne ve icinde keyifli bir balikci…”Merhaba balikci” diye seslenmis, “… Bu baliklari kac zamanda tuttun?” “Bir iki saatimi aldi” demis balikci… Istahlanmis bizim isadami; “E, niye biraz daha kalip
Reklam
Amerikalı bir zengin işadamı, bir iş seyahati sırasında küçük bir meksika köyü kasabasına uğrar. limanda gezerken, ağzına kadar balık dolu küçük bir teknenin içinde oturan bir balikçı dikkatini çeker. merakla yanına yaklaşır ve sorar: "merhaba, bu balıkları yakalamak ne kadar zamanını aldı ?" balıkçı, tümünü bir-iki saate yakaladığını
*YURDUM EFSANELERİ*
Arkadaşlar merhaba :) Cengiz Aymatov'un Gün Olur Asra Bedel'inde ki Mankurt  ve Cengizhan'a Küsen Bulut efsanelerini okuyunca , bizim de ülkemizin birçok yerinde  böyle gizli saklı kalmış  efsanelerimizin de oldukça fazla olacağını düşündüm. Sizlerin de yaşadığınız yerlerde anlatılagelen veya bildiğiniz bu tip efsaneler varsa, iletinin altına
50 lira(cık) Dün Ağrı’da balıkçılık yapan 4 arkadaşın belgeselini izledim. Yazları inşaatta işçilik yapan kışları buz tutmuş gölde buzları kırıp ağ atan, kurşun gibi soğuk suda akşama değin balık tutan 4 babayiğit. Tuttukları balıklardan kişi başı 50 lira kazandılar. Tüm gün buz gibi suda akşama kadar buz kırıp donmanın karşılığı 50 lira. Parayı aldılar biraz şaşırdılar paylaştılar sonra hep birden aynı kelime döküldü ağızlarından “Allah bereket versin”.., Biri evine geçti. Evi sade ve tertemiz. Sade ve şık değil yani. Hiçbir lüks yok zaten lüzum da yok. Nur yüzlü mütebessim bi hanım eşine sıcacık çayını getirdi. Yanına oturdu başladı örgüsünü örerken tatlı bi sohbete. O an dünyada bundan daha huzur dolu bi yer yok diye düşündüm. İkisinin de kibirden, gösterişten, hırstan eser olmayan samimi sıcak tavırları içimi ısıttı. 50 liranın bereketi, mütevaziliği, kanaatlarlığı kaplamıştı evlerini. Azla doymayan, kanaat bilmeyen, tatminsizlikten buhranlar geçirenlere inat tatlı bi huzur sinmiş çehrelerine
İstanbu Balık Kültürü - Asaf Muammer
Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür derdi eskiler. Doğrudur. Ama bazen şaşırtıcı unutulmuşluklara şahit oluyoruz; Kandilli’deki Edip Efendi Yalısı’nın yarım yüzyıl önceki mukimi Asaf Muammer gibi… Kendisi romancı, hikâyeci, ressam, gazeteci, siyasetçi… Ve İstanbul’a dair dikkat çekici hassasiyetlere sahip usta bir balıkçı. Bu kitap, hem bu unutulmuşluk perdesini bir parça olsun aralamak hem de İstanbul balık kültürüne katkıda bulunmak maksadıyla Asaf Muammer Bey’in kaleme aldığı bazı yazıları ve kendisiyle yapılan röportajları bir araya getirmektedir. Kitap, İstanbul kültürünün alamet-i farikası olan özelliklerden bir tanesini, maalesef artık büyük ölçüde yitirdiğimiz leziz balıklarını hatırlatmanın yanında balıkçılık mesleğinin inceliklerine de değiniyor. Aynı zamanda balıkçı pazarındaki ve piyasasındaki işleyişe dair ipuçlarını yakalayabileceğimiz sıcak sohbetler yer yer dertleşmeye,  yer yer tatlı atışmalara evriliyor. Eski Boğaziçi’nin günlük hayatına dair samimi anıların da yer aldığı bu yazılar, görsel malzemeleriyle belgesel tadını ihtiva ediyor. istanbul.gov.tr/istanbulun-yuzy...
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.