Bir şamana " Zehir nedir? " diye sormuşlar.
Şaman;
"İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir." demiş. " Güç, ego, yiyecek, hırs, kıskançlık, korku, öfke, kendini beğenmişlik hatta iyi niyet..."
Bir meşe ağacında yaşlı ve bilge bir baykuş yaşardı.
Ne kadar çok görürse o kadar az konuşur,
Ne kadar az konuşursa, o kadar çok işitirdi.
Neden bizler de o yaşlı ve bilge baykuş gibi değiliz?
Peki yürümek sadece evle iş arasında gidip gelmek, bir yerlere yetişmek ve koşuşturmak değil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme içinde buluşmak olabilir mi? Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi başkalaşmaya açarak yürüyebilir miyiz?