172 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitabın baş karakterleri Alex, Dim, Pete ve Georgie adlı dörtlü çeteden oluşuyor. Bu çocuklar gündüzleri normal hayatlarına devam ederken akşamları tecavüz, saldırma, insan yaralama gibi iğrenç davranışlarda bulunuyorlar. Alex çetenin lideridir. Çeteden Dim’le çok sert tartışmasına rağmen diğer üyeler ses çıkarmaz. Pete yaşlı bir kadının evini
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200993,2bin okunma
342 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İsa Parlak / Oğul Balı. 1955 yılında Ankara'da doğan, İsa Parlak 1976 yılında Ankara Üniversitesi siyasal Bilgeler Fakültesini bitirdi. Lisansüstü eğitimini TOAİ Enstitüsünde tamamladı. Kaymakamlık ve Vali Yardımcılığı yaptıktan sonra, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğine atandı. Batman ve Isparta valiliği yaptı. Romanlarımız, türkülerimiz, hikayelerimiz, şiirlerimiz neden acılı? Anadolu'nun toprağı mı acıyla yoğruldu, yoksa üzerinde yaşayan Türk milletinin içine düştüğü durum mu buna bizim mecbur ediyor. Bir dönem romanı olan Oğul Balı; Kurtuluş Savaşı'nın hemen sonunda ortaya çıkan Şeyh Sait ayaklanması ile başlayıp 1960 ihtilaline kadar süren süreçte, bir Anadolu kasabasında, neneden toruna devam eden hikayeyi anlatmaktadır. Düşman yurttan atılmasına, yeni devletimizin kurulmasına rağmen, ülkemizin içinde bulunmuş olduğu yoksulluk, yazar tarafından Zemep Kadın ve torunu Yusuf Ali özelinden anlatılmaktadır. Aslında anlatılanlar, Anadolu'da her köy ve kasabada o dönemde yaşanabilecek şehitlerimizin arkasından kalanlar, gazilerimizin zor durumları, özellikle kadınların çocuklarını yetiştirebilmek için verdikleri mücadele acıyla yoğrularak anlatılmıştır. Sayfalar arasında, ağlamamak için okuyucuyu zorlayacak, sahneler mevcuttur. Her şeye rağmen, devletimize sahip çıkmak, milletimizin gelişmişlik düzeyini yükseltmek düşüncesi işlenmektedir. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Oğul Balı
Oğul Balıİsa Parlak · Post Yayınevi · 20231 okunma
Reklam
408 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Melek ,Terörist,Fahişe
Genelev işleten Behice Hanımdan parasını alamayan Matilt Hanım,tahsilat yapmak için Abanoz Sokağına gider…Terzihanesine dönerken malum evlerden birinin ortağıdır. Kardeşi Ferdinand Manukyan banker(tefeci) Matilt Hanım’ın gayrimeşru yollardan kazandığı parayı aklayıp sisteme sokar. Genelevin içinde vekiller sorumlu,dışarıda oflular.Yani bir mafya şebekesi. Toplumun gözü önünde ,utanmazca,kadın vücudunu sömürme üzerine temellenmiş,şiddet,tehdit,dayak gibi öğeler üzerine bina edilmiş akıl almaz organizasyon. Zaman içinde değişen iktidardan,içişleri bakanlığı,valiler,belediye başkanları,emniyet genel müdürleri,hiç mi birinin aklına gelmemiş bu büyük yanlışlığa dur demek! 70 li yıllarda Manukyanla başlayan hikaye,Ermeni törör örgütüyle birleşip Ermeni Terör Örgütü ASALA’nın arkasında kim vardı?Agop Agopyan nasıl öldürüldü? Londra’da başlayan Atina’da sona eren büyük macera…Heyecanla okuyacağınıza inandığım bir kitap oldu.
Melek Terörist Fahişe
Melek Terörist FahişeOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20221,264 okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sıcak bir günde içilen buz gibi bir bardak su gibi hızla biten kitaplar vardır.Ya da binlerce yıllık,elinizdeki minicik bir fırçayla ve bütün dikkatinizin üzerinde olmasını gerektiren santim santim açığa çıkarılabilen tarihi yapılar gibi olan kitaplar vardır.Okuduğum son kitap,Filigree Sokağı'nın Saatçisi ise tamamen bambaşka bir şeydi.Okurken sürükleyen,bırakınca unutulan,görev gereği olsa da tekrar başlanınca yine sizi içine çeken ilginç bir kitap.Yazım tarzı olarak ta konu olarak ta beni şaşırttı.Baş karakter diyebileceğim bir kişi yoktu,karakterlerin hepsi kendi alanında başkarakterdi.Aynı şekilde iyi ve kötü karakterler de yoktu,hepsi gerçek hayattaki kadar iyilik ve kötülük barındırıyordu.Hatta ayrı ayrı hepsinin bakış açısıyla hepsi iyiydi.Nasıl bağlanacak,kim nerde nasıl,ne yapmış soruları yavaş yavaş cevaplanırken herkes kendi doğru ve yanlışlarıyla yüzleşti.Ben sevdim, en çok ta çoraplara düşkün mekanik ahtapot Katsu'ya bayıldım.(Keşke benim de olsa). Bir kaç cümle konudan da bahsedeyim.Hikaye 1884 yılında Londra'da geçiyor.İç İçişleri bakanlığı telgraf departmanı'nda çalışan Thaniel Steepleton'ın doğum gününde tek kişilik evine pembe altından bir saat bırakılır.Kimin ya da niçin bıraktığı belli değildir.Saat,sonrasındaki bir bomba patlamasında Thaniel'in hayatını kurtarır.Evine saati getireni bulamayınca saatin alındığı yeri bulur Thaniel.Seslerin renklerini gören Thaniel ile geleceği gören Çinli saat ustası Keita Mori böylece tanışır.Tavsiyemdir.İyi eğlenceler.
Filigree Sokağı’nın Saatçisi
Filigree Sokağı’nın SaatçisiNatasha Pulley · Pegasus Yayınları · 20229 okunma
618 syf.
10/10 puan verdi
·
30 günde okudu
İstanbul'da zamanın adı 22:15 iken Bosna'da zamanın adı 21:15'ti o gece iki şehrin ortak noktası vardı. Biri, ışığın yokluğuna mahkum doğmuştu. Diğeri onun mahrum olduğu ışığın varlığına tutunmuştu. Dünyanın gözü önünde binlerce insan acımasızca, insanlık dışı katledildi dünyanın kör sağır dilsiz dönemlerdi Srebrenitsa
Karanlık Sarmal- Özel Baskı
Karanlık Sarmal- Özel BaskıAslıhan Doğa · Theseus Yayınevi · 202342 okunma
624 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Atatürk'ü Dilinden Düşürmeyenlerin Başlarını Kuma Gömmesi
Atatürkçüler uzun yıllardır iktidarda değiller. Atatürk’ün fikir ve düşüncelerini uygulayan partiler yönetmiyor ülkemizi. Hatta bu süreci Atatürk’ün öldüğü tarih olan 10 Kasım 1938’den itibaren başlatsak herhalde abartmış sayılmayız. Çünkü ulusalcı olarak nitelendirdiğimiz bazı yazarlara göre karşı devrim olarak adlandırılan süreç ulu önder
Atatürkçüler Yenildi
Atatürkçüler YenildiYılmaz Dikbaş · Nergiz Yayınları · 201422 okunma
Reklam
36 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.