Guguklu Saat... #1edebiyat1bilim1film maratonumuzun Mayıs ayı ilk kitabıydı ve okuduk bitti... Refik Halid Karay daha önce okuduğum bir yazar değildi... Yeni tanıştık kendisiyle...
.
Guguklu Saat makalelerden oluşan bir kitap... Yazar mahalle kültürünü, Ramazan günlerini, Anadolu'yu, İstanbul'u, eskiye özlemi, yaşamın ve insanların görüneni ve arka yüzünü, ölümü ve daha birçok şeyi anlatıyor bizlere o dönemin ruhu içinde...
.
Türkçe'yi en iyi kullanan yazar olarak ün salmış ki okurken bunu hissediyorsunuz... Artık bize eski gelse de o kelimeler cümle içinde nasıl ahenkle dans ediyor...
.
Yazarın kaleminin Memleket Hikayeleri'nde güçlendiği söyleniyor... İlk sürgününden sonra kaleme aldığı kitabı... Daha sonra ikinci sürgünü ile Halep'e gönderilince de Gurbet Hikayeleri çıkmış ortaya... Kesinlikle okunması gereken kitaplar deniliyor ki okuyacağım kesin...
.
Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal'e muhalif, ona inanmıyor ve onun deli olduğunu düşünüyor... Sonrasında 150'likler arasına giriyor ve 1922-1938 yılları arasında sürgüne gönderiliyor... Ardından da pişmanlık ve kendini edebiyata adama...
.
İşte Atatürk için söylediği o söz:
“Anadolu’da bir patırtı, bir gürültü, kongreler, beyannameler falan, sanki bir şey yapabilecekler. Blöf yapmanın sırası mı? Hangi teşkilatın, hangi kuvvetin var? Bu ne hayal! Kuzum Mustafa, sen deli misin?”