Emile Zola’nın bugüne kadar Germinal haricinde bir kitabını okumamıştım. Therese Raquin, en bilinen kitabı olmamakla birlikte bir çok kez beyaz perdeye aktarılmış. Zira onda da bir Anna Karanina, Madame Bovary tarzı bir hava var. Kitabın ana hikayesi aslında tam anlamıyla bir 3. sayfa haberi mahiyetinde, yani aslında hiçbir orijinalliği yok. Diğer taraftan Emile Zola, o dantel gibi tasvirleri, ruhu dibine kadar ama zerafetle çözümleyen anlatımı ve inci gibi diyalogları ile kitabı basit bir yasak aşk, cinayet, vicdan azabı klişesinden kurtarıyor.
Emile Zola’nın tasvirleri o kadar mükemmel ki! Bir kör o tasvirleri dinlediğinde gören birinin gözüne görünenden fazlasını kavramış ve hissetmiş olur.