•Sabahattin Ali,Kısacık bir hayata, nesilden nesile miras kalacak eşsiz eserler sığdırmayı başarmış, vatansever bir aydındı. Sabahattin Ali. Yazılarıyla haksızlığa, baskıya ve dayatmalara başkaldıran,
aşka âşık bir sevda adamıydı.
•Sabahattin Ali, bir mahpusu dünyayla hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmak oldu.
Kendi de gayet iyi farkındaydı, yaşamakta olduğu Günler, o ana kadarki ömrünün en verimli zaman dilimi olmuştu.
•Sabahattin Ali, dünyayı değiştirmek yolunda, gerekirse hapislerde yatarak , ölümü pahasına çaba göstermeyi hep sürdürdü.
•İyiliğin de kötülüğün de insanın kendinin eseri olduğunu gayet iyi biliyordu Sabahattin Ali.
•Sabahattin Ali.
Din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmayan, kavgasız gürültüsüz, barış ve huzur içinde yaşanan bir dünyanın vatandaşı olmak istiyordu. Gönlünde yatan aslan, tam da olarak buydu!
•Diktatörlerden arınmış, kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı, eşit çalışmanın karşılığında eşit gelir elde edilen bir dünyada nefes almaktı en büyük hayali.
•Sabahattin'in niyeti, kurulu düzeni yıkmak ne de yerine yeni bir alternatif koymaktı. Sadece Özgürce gerçekleri yazmaktı, fakat buna izin vermediler ona büyük işkenceler yapıp başını bir odun parçasıyla ezip onu katlettiler..!
Orhan Pamuk, 
Yeni Hayat kitabında: "Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti."
Ve ben de şimdi bu kitap için şunu söyleyebilirim: "Bir gün bir kitap okudum ve zamanda yolculuğa çıktım."
Sesinizi duyar gibiyim: Dur ya hu! Bu kitapta zamanda yolculuk yok, mekanda bir yolculuk bu! Şöyle cevap vermek istiyorum: Kitabın
