Fikirlerini konuştuğu, yazdığı için sakıncalı bulunan, 'kominist' diye defalarca hapse atılan Sabahattin Ali, çok sevdiği ülkesinde kendini güvende hissetmedi. Uzun mücadelesi ve verdiği kavgadan sonra yorgun düşüp artık huzura kavuşmak istedi. Bunun Türkiye'de olması o dönemde imkansızdı. Ülke baskı altındaydı. Huzura kaçarken yakalanıp işkenceyle öldürüldü. Ailesi ve dostları cinayeti öğrendiklerinde aylar geçmiş, bedeni çoktan çürümüştü. Sabahattin Ali'yi kitap kapağında bir yazar ismi olmaktan çıkarıp bir insan olarak gözümüzün önüne koyuyor kitap, şıpsevdiliğiyle, zaaflarıyla, azmiyle ve insana özgü daha birçok özelliğiyle... Kitap roman olarak zayıf da olsa keyifli bir okuma verdi. Tavsiye ederim.