Telaşa kapılıp bu yüzü hatırlamaya çok gayret ettim ama; ne kadar çok severseniz sevin, insanın hiç görmediği bir yüzü yavaş yavaş unutacağını da anladım.
Kumkurdu serisinin ikinci kitabı. Zackarina ile arkadaşı Kumkurdu'nun yine çok tatlı, çok sıcak ve düşündürücü hikayeleri var. Bir kaç pasaj paylaşmak istiyorum sonrasında hatırlamak için :)
"Gerçek," dedi. "Çok büyük, çok önemli bir yer. Orada her şey olur." (Gerçek /syf62)
"Harika, değil mi?" dedi Kumkurdu. "Hiç koştuğunu görmedim ama yıldırımdan daha hızlı. İşte, ölüm bu..." (Zackarina ve Ölüm /syf82)
"Birinin dost mu düşman mı olduğu nasıl anlaşılır?" diye sordu Kumkurdu'na
"Şey, yemek gibi," dedi Kumkurdu. "Tadına bakmak gerek."
"Olmaz ki," dedi Zackarina. "İnsanların tadına bakılmaz ki."
"Öyle ama gözlerinin içine bakabilirsin," dedi Kumkurdu. "O zaman her şey anlaşılır." ( Dost mu Düşman mı? /syf93)
Çok merak ediyordum. Kızım için kütüphaneye gidince gördüm hemen aldım:) devamını da alacağım. Hemen bitiyor zaten. Hem sayfa sayısı az hem de çok güzel okunuyor.
Kızımla aramdaki muhabbetleri hatırladım okurken. Çocuklarla yetişkinlerin farklarını gördüm. Çok da eğlendim:) Biraz Şeker Portakalı havası var.
Kitabı geri vermeden bölümlerinden bazılarını kızıma da okuyacağım. Bugün kızıma adı "Herkes yalnızca çalışıyor, çalışıyor!" olan ikinci bölümünü okudum. Oradaki 'hiçbir şey yapma işini' hemen denemek istedi kızım ve anne çok yorucu diyerek bitirdi ama tekrar tekrar da yaptık. :)
Hem farklı bakış açısı getirmesi açısından yetişkinler hem de çocuklar için okunabilecek çok tatlı bir kitap :)
Yazar Osman Balcıgil Sabahattin Ali'nin hayatının 21 yaşından ölümüne kadar olan bölümünü anlatıyor. Yazarın dili akıcı kitap anlaşılır yazılmış. Bir çırpıda bitiveriyor.
Sabahattin Ali benim hiç de beklemediğim bir şekilde flörtöz biriymiş. Bu beni şaşırttı. Ama sevgili eşi Aliye hanımı çok seviyor olmasına mutlu oldum. Kızına karşı da çok saygılı ve sevgili.
Ülkenin aydın yüzü. Okuduğum başka kitaplarını da çok sevmiştim. Kesinlikle iyi bir gözlemci zaten elinde defter kalemle dolaşıp sürekli notlar da alıyor. Kitaba da ismini veren yeşil mürekkebi her yazısında kullandığı için bir nevi onun imzası niteliğinde.
İnsanları seven, eğlenceli, esprili, zeki bir adam. Tek kusuru aklına geleni geldiği gibi söylemesi ve yazması. Başına bir sürü iş almış bu yüzden. Ama doğruları söylemekten hiç çekinmemiş. Çünkü ona göre yanlışları görüp susmak onursuz yaşamak demek. Hiç bir örgüte, partiye üye olmamış. Fikirleri sol cenahla uygun düşse de oranın da yanlışlarını dile getirmiş. Zaten kendi deyimiyle kesinlikle bir örgüte kendini adama onun fıtratına tersmiş.
Henüz 41 yaşındayken sadece doğruları söylediği için işkenceyle öldürülmesine çok çok üzüldüm. Kalemi sağlam olan ve yüzünü çok sevimli bulduğum bu yazarın eminim yazacağı pek çok hikayesi yazdıkları gibi ses getirecekti.
"Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma"
Canım Sabahattin Ali iyi ki yaşamışsın!
Yeşil MürekkepOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20164,942 okunma
Kızım için kütüphaneden aldığımız bir kitaptı ve ben özellikle adını çok beğendim. Bu kitaptan önce Renk Canavarı kitabını da almıştık. Üstüne bunu da okuyunca renklerin çağrıştırdığı duyguları baya pekiştirdi. Küçük kızım kitabı elime alınca 'mimimomi' diye bağırıyordu:). Büyük kızım en çok makarnayı parmağıyla takip ettiği kırmızı rengin olduğu sayfayı ve hayvanların üst üste komik şekilde dizildiği gri rengin olduğu sayfayı sevdi. Hatta o sayfadaki hayvanların duruşlarını anlatınca baya kahkaha da attı.
Kütüphaneden kızım için aldığımız kitaplardandı. O kadar çok sevdi ki kahkahalarla okuduk hatta cümleleri ezberlemiş kendisi okuyordu artık. Resimleri çok sevimli, cümleleri çocukları yormuyor. Bir buçuk yaşındaki küçük kızım bile kitabı beğendi :). Biz, kızlarımla, çok sevdik.