Edebiyata, şiire, sanata, siyasete, kökenlere ve benlik arayışına dair dolu dolu ama herkese hitap etmeyecek enteresan bir okuma ile selamlıyorum sizi. #cumacandır
Kitap, on yedi yaşında hırslı bir edebiyat heveslisinin günlüğüyle açılan gayya kuyusu.
Kitaba adını veren “Vahşi Hafiyeler” başlıklı bölüm #yurttaşkane tadı duyumsatıyor.
Modero ‘nın günlüğü ile kendilerine “damardan gerçekçiler” diyen bir grup şairin arasına katıldığını, sattıkları marihuana ile bir dergi çıkaran iki bohem şairin de bu grubun başını çektiğini öğreniyoruz.
1975’in son gününde “damardan gerçekçilik” akımının bu kurucuları ödünç aldıkları bir arabayla Meksika’dan ayrılırlar.
Amaçları, uzun yıllar önce Sonora Çölü’nde kayıplara karışmış gizemli şair Cesárea Tinajero’nun izini bulmaktır.
Saklambaç oyununa dönüşen bu arayışları ve sonraki yirmi yıla yayılan maceraları hem yakın dostları hem de dünyanın dört bir yanında yollarının kesiştiği kişiler aracılığıyla aktarılınca ortaya bir kuşağın öyküsü çıkar.
Üç bölümden oluşan kitapta en sürükleyici olan kısım bana göre ikinci bölümdü.
Her karakterin kendini anlatıladığı ve derin bir politik eleştiri bombardımanı olan bölüm hayli akıcıydı.
Hasılı, Pinochet diktatörlüğü altında ezilmiş, edebiyata gönül vermiş bir neslin acıklı akıbeti diye genelleyebilirim.
Lâkin her ne kadar kafa açıcı bir roman olsa da üslup yönünden her okura hitap etmeyebileceğinin de altını bir kez daha çizmiş olayım. 
Vahşi Hafiyeler
“Seni Sevdiğimi Göreceksin Sevmediğim Zaman”
Şiir, her zaman için barışın bir parçası olmuştur. Şair, barıştan doğar.
Tıpkı ekmeğin undan doğması gibi. Katiller, onu yakmak, öldürmek ve parçalamak için şairi arar.
Hüzünlü bir parkın ağaçları arasında, katilin biri, 
Aleksandr Puşkin ’i yaralayarak ölümüne sebep olmuştu.
Çılgın atlılar, 
Sandor Petöfi ’nin cesedini çiğneyerek geçmişti.
İspanya’da
Genç yazarımız 
Evren Düzgün 'den tazecik bir aşk kitabı. Alıntı yaparken aşkımı yansıtabileceğim birçok şiir buldum. Bazı şiirlerde "kavuşamamanın hüznünü" bazı şiirlerde "hasretin düğümünü" bazı şiirlerde de "kalbimin ritmini" buldum. Özellikle genç aşıklara tavsiye edeceğim, 56 sayfalık aşk şiirleriyle kaplı bir eser. Okurken şiirlerin birinde kendi aşık olduğunuz gençlik yıllarınızı bulabilirsiniz. Şimdiden herkese keyifli okumalar. Genç yazarımız Evren Düzgün 'e yazın hayatında başarılar diliyorum ve bize güzel bir eser kazandırdığı için de ayrıca teşekkür ediyorum.
En beğendiğim şiiri:
*
*
Ağır ağır yürürken bir yaz akşamında,
Belki bir meltem eser,
Savurur saçlarını,
Okşar seni usulca,
Belki o rüzgâr ben olurum,
Kim bilir,
Belki o an hayat bulurum.
*
*
(s.43)
İki insanı birbirine bağlayan neydi? Neydi insanı insan yapan?
Eserde şiirler samimi içten ve duygu dolu. Duygular satırlara dökülüp güzel şekilde işlenmiş. Sadece çabuk bitmesi biraz üzmüş olabilir. Şiir kalbe giden yollara resim çizmek gibidir bence ve bu eserde bunu yapmış fazlasıyla.
Çiçek toplasam sana renk renk,
Gelirken neşeyle yanına.
Bir de maviye boyasam gökyüzünü,
Bulutları da beyaza…
Şairin Günlüğü Evren Düzgün