Senelere yayılan bir aşk hikayesi,tarihle harmanlanmış,üzerine bir de faili meçhul bir cinayet eklenmiş,sizi hem tarihin yakın zamanına hem de tozlu sayfalarına götüren,nefis bir roman olmuş bence!
Safi tarihi konu olarak ele alan kitaplar beni olayın içine dahil edemediğinden midir bilemem,tarihin hikayeleştirilerek anlatılması her zaman daha çok ilgimi çekmiştir.Kitapta bir cinayet ile başlıyor roman.Olaylar tek bir kişinin ağzından anlatıldığı için,bitene kadar Müştak Serhazin oluyorsunuz.Bir tarih profesörü olan Müştak bey psikojenik füg hastası olduğundan,hayatının belli bir bölümünü anımsamıyor,bu da yaşanılan cinayeti daha karmaşık hale getiriyor.Cinayete kurban giden kişinin,seneler önce onu terkeden kadın olması,Nüzhet’in tarih konusunda yaptığı araştırmadan mı yoksa bir aşk cinayetine mi kurban gittiği sorusunu akıllarda canlı tutuyor.
Kitabı okumadan Fatih Sultan Mehmed hakkında bu kadar detaylı bilgiye sahip değilmişim,özellikle Konstantinopolis fethi çok güzel anlatılmış.Bunun yanında kanlı taht savaşları,fetih içinde dönen türlü entrikalar,kardeş katli,tarihte hala sebebi bilinmeyen ölümler hepsi birer muamma olarak kalmış.Osmanlı dönemi olsun şimdiki dönem olsun aslında birçok olayın birbirine ne kadar benzer oluşu beni çok şaşırttı ve yaşanan birçok olayın da hala araştırılmaya ne kadar açık olduğu...
Keyifli okumalar.