Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Asi ruhlu hocalarımıza büyük bir özlemle…
Asi, solcu ve serseri tatlı dinozor Mîna Urgan neredeyse yürüyen anılar kitabı. Bütün edebiyat camiasıyla olan yakınlığı ve dostluğu, annesinin soyunun vermiş olduğu soyluluk -gerçi bu soyluluk dinozor on beş yaşına gelince son bulur, evin erkeği Mîna Urgan olur.
Bir de bu kadını deli gibi kıskanmama sebep olan bir anısı var: Mustafa Kemâl Paşa
***Kalıtsal aile travmalarının kim olduğumuza etkileri ve sorunların üstesinden gelmenin yolları***
Bu kitaba bayıldımmm. Kitabı okumadan önceki ben ile okuduktan sonraki ben birbirinden farklılar. Hayata ve kendime bakış perspektifim minik bir tık daha artmış oldu :) Böyle izler bırakan kitapları okumayı çok seviyorum. Eleştireceğim tek yanı
Bizim kuşak Kunta Kinte’yi bilir, en azından hatırlıyordur ya da duymuştur.
Afrika’nın kaynaklarının sömürülmesi yetmezmiş gibi bir de kendi halinde yaşayan insanlarını köle yapmak, onların emeklerinden yararlanmak için kaçırılan, köle olarak kullanılan insanlarının hikâyesidir #kuntakinte .
Özgün adı Roots olan ve Alex Haley’in kalemiyle hayat bulan Gambiya asıllı köle Kinte. ABD’li köle tüccarlarının Virginia eyaletine kaçırması ile gelişen olaylar; onların yaşadıkları, nesilden nesile anlatılan bir Afrikalının öyküdür “Kökler.”
İlk başlarda Kunta’nın hikâyesinin yarım kalmış olmasına üzülmüş, hatta kızmıştım (sanırım merakıma yenik düştüm). Okudukça anladım ki elbette bilmeyeceklerdi. Kızı Kizzy ailesinin kaderini öğrenememişti ki çocuklarına aktarabilsin…
Onlar satıldılar, tecavüze uğradılar, dışlandılar, sömürüldüler, özgürlüklerine kavuşabilmek uğruna her mücadeleye göğüs gerdiler.
Romanın sonu beni çok daha etkiledi desem yeridir. Bu bir direnişin öyküsüydü…
Özgür doğmuş birinin köle olarak ölmesinin anlatısıydı…
Neydi bu dil, din, etnik köken, renk farkı? Oysa; “Yaratılmışı sevmeliydik, Yaratan’dan ötürü.”
Kızının eşcinsel olduğunu kabullenemeyen bir anne ve kız arkadaşıyla beraber annesinin evine yaşamaya gelmek zorunda kalan kızını anlatan kısacık bir kitap Kızım Hakkında Her Şey. Anne-kızın kuşak çatışmasını, annenin kızının yönelimine anlam veremeyişini ve kızının tüm bunlara tepkilerini görüyoruz kitapta. Yazar bunları o kadar güzel yansıtmış ki, ancak bu kadar okur dedim okurken.
Yazarın kalemi akıcıydı. Ben tek seferde oturup bitirdim neredeyse. Kısa olması da sizi sıkmasının önüne geçiyor. Tabii kısa diye eksik gibi düşünmeyin, her şey tam olması gerektiği gibi. Az sayfada çok şey anlatıyor bence kitap.
Asya kültürüyle kültürümüz epey benziyor ve annenin eşcinselliğe tepkisini okurken tam olarak bizim kültürden de birinin vereceği tepkilermiş gibi geldi bana. O kabullenemeyiş, direniş ama bir yandan da çocuğunu kaybetmek istemeyiş… Gerçekten çok güzel işlenmişti.
Eğer bu tarz konularla ilgileniyorsanız mutlaka okumanızı öneririm. Biz her zaman bir eşcinselin bakış açısından onu onaylamayanları okuyoruz ve bu kitap tam tersini sunuyor bize: eşcinselleri onaylamayanların gözünden eşcinselleri. Okumaktan keyif alacağınıza inanıyorum. Bence mutlaka okunması gereken kitaplardan birisi.
İslâm Tarihine Farklı Bir Bakış
Tarih bilimine yeterli saygınlığı göstermediğimiz için bizdeki tarih bilgisi genel itibariyle sathîdir. Bildiklerimiz kulaktan dolmadır. Sorgulamadan kabul eder, hatta tarihî şahsiyetler arasında taraf tutar, saf belirleriz. Tarih, belki de dünyanın hiçbir medenî milletinde bizde olduğu kadar sulandırılmamış, içi boşaltılmamıştır. Resmî tarihimiz
Çanakkale’de Savaşanlar Dedi ki
Çok içten ve gerçekçi yazılmış bir kitap. Çanakkale savaşına katılanların dilinden dökülen hakikatleri toplamış eserinde. Ben çok beğendim. Herkesin okuması gereken bir eser diyebilirim. Sadece
okumak yetmez. Aktarmakta gerekli. Bu yüzden bu söylenilen gerçekleri nesiller boyu anlatmak bizim üzerimize düşüyor. Bizden sonra gelenleri bilinçli ve milli duyguları yüksek bir kuşak olarak yetiştirmeliyiz diye düşünmekteyim.
