Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.14
Otobiyografik beşlemenin dördüncü kitabı Soğuk - Bir Soyutlama.
Savaş sonrası çok yaygınlaşan vereme Bernhard da yakalanıyor. Grafenhof'ta geçen günlerini okuyoruz bu kez.
Önceki üç kitaba göre daha derin bir kitap çünkü ilk kez Bernhard'ın zihnine bu denli yoğun bir şekilde giriyoruz. Beşlemenin içinde ilk kez bize bu kadar izin veriyor. İlk kitaplarda belki de yaşı daha küçük bir çocuğu okuduğumuz için böyleydi. Şimdiyse 19 yaşında, her şeyden çok sevdiği büyükbabasını kaybetmiş, zaten babasız ve annesini de kaybetmek üzere olan akciğer hastası bir delikanlının zihnine misafir oluyoruz. Hem de yanlış teşhis konmuş bir delikanlı. Tam bir talihsizlik örneğiymiş Bernhard.
Bu kitabı diğer kitapları kadar bile anlatamayacağım, okunması gerek. Beşlemedeki okuduğum dört kitap içinden favorim "Soğuk" oldu.
84 sayfalık kitabın 2-3 sayfasında Dostoyevski'nin Ecinniler'inden oldukça övgüyle bahsetmiş. En yakın zamanda onu da okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Kral Oidipus #1
Sophokles bu tragedyasında o kadar akıcı, olaydan uzaklaşmayan, karakterleri ve karakterlerin duygularını okura o kadar iyi yansıtacak betimlemeler, şiirsel dizelere önem vermiş ki karakterlerin ve yunan tanrılarının o zamanki aralarındaki ilişkisini anlıyor, hissediyorsunuz adeta. Tragedyanın ana konusu oidipusun kötü, belalı kaderi ve asla
Ve son dönemin en olaylı kitabı bitti...
Üzerine çok fazla uzun inceleme yazıldığı için düşüncelerimi olabildiğince özet haliyle aktarmaya çalışacağım.
-Artılar-
Kitap, daha önce okuduğum biyografi kitaplarından farklı, Atatürk hakkında daha önce hiç kafa yormadığım konularda yazılmış. Kullandığı kalemin markasından, büyükelçiliklere veya
#104 Selam
Bu sene #ikiokurundunyasiileelimizdekikitaplarıokuyoruz etkinliğine katılıyorum ve kitaplığımdaki kitapları eritiyorum :)
Kitabı size nasıl anlatmalıyım hiç bilmiyorum.
Kitabımızın ana karakteri kendisini tanımlarken " Ben iki kez doğdum: ilkinde 1960 yılının Ocak ayında Detroit için inanılmaz derecede dumansız bir günde kız olarak ve daha sonra tekrar 1974 yılının Ağustos ayında Petoskey'de bir acil kliniğinde , ama bu defa ergenlik cağında bir delikanlı olarak" diyor.
Bu bir bozuk gen hikayesi.. Hermafrodit bir karakterin hikayesi.. Iki tarafa da ait olan ama iki tarafta da emanet kalan..
Sadece bununla sınırlı da diyemem asla çünkü kitapta öyle çok katman bir arada işlenmiş ki.. İzmir yangını, kacak gemilerde yolculuk eden insanlar , içki yasağı, varolmaya çalışan bir Detroit , ayaklanmalar , siyahi ırkçılık, ekonomik değişimler , kimlik , cinsiyet kavramları..
9 yılda yazılmış bir kitap Middlesex..
Benim elimde biraz uzun bir okuma serüvenine dönüştü çapraz okuma yaptığım için ancak uygun şartlarda 3-5 gün gibi bir sürede çok rahat okunabilecek bir metin..
Ve bu sene okuduğum kitaplar arasında kesinlikle iyi ki dediklerim arasına girdi ..
Türklerle ilgili tarihi anlamda insanı rahatsız eden bazı detaylar olduğunu da belirtmek istiyorum ancak çok yönlü bakmak lazım tarihe öyle değil mi ??
Bunu başarabilecek herkese şiddetle ölmeden önce okuyun diyorum
Delikanlı 2. Cilt bitti. Toplam 1000 sayfa kitap 12 gün sürdü. Genel eleştirilerin tersine gayet akıcıydı ve kitap beni sardı. Rus edebiyatındaki uşak prens ilişkilerini, davranışların altında yatan sebepleri açık açık anlattığı bi kitap diğer kitaplar bizim anlamamızı beklerken o kitaptaki bazı karakterlerin söylemlerinin yalan olduğunu hatta anıyı özet geçip sonra anlatmayı tercih ediyor.
Dostoyevskinin 3 cilt yazdığı bu kitap elime 1000 sayfa geçti. En çok satılan delikanlı kitabı ise 666 sayfa o kitabıda bi gün okuyup baskının ne kadar fark ettiğini test edicem.
Ama ben baskımdan memnunum ne kadar az sadeleştirilirse o kadar iyidir...
Paulo coelho' nun mevlanın bir tasavvuf hikayesinden ilham alıp yazdığı bir başyapıt.
Okuyuculara derin bir tasavvuf aşılayan bu hikaye ispanyanın bir köyünden başlar fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyana gelen santiago babasının isteği üzerine kiliseye yazılır ve okuma yazma öğrenip din adamı olmasını ister. Ama santıago bir süre sonra
