296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Ben olmamış bir kahraman emeklisi, ben bir kırmızı çarpı, ben uygun adım serseri, bir gençlik düşü, ben bir yanılgılar bileşimi, ben: yeri belli olan; geçip gidiyorum şehrin içinden.Hayatın akışına aldırmıyorum.Çünkü ben suskunluk ve unutuşun sivil ifadesiyim.Aslında Promete’nin ciğerini söken kartal olmalıymışım. Promete olamadıktan sonra...Bir kitabın bize yeni bir dünyanın kapılarını aralamasını ya da kendi deneyimimize farklı ve daha parlak bir ışık tutmasını bekleriz çoğu kez. Çaresiz bir anlam arayışıdır bu. Murat Gülsoy, İstanbul’da Bir Merhamet Haftası’nda, bu çaresizliğin insani boyutunu aramaya çıkarken okurlarını da peşinden sürüklüyor. Kimi zaman ürkek, kimi zaman saldırgan kahramanları, kimi zaman şiirsel, kimi zaman mekanik üsluplarıyla bizi "bakmaya" davet ediyorlar. Ancak, Gülsoy’un edebiyatı, röntgenci heveslerden uzakta, arka pencereye değil, yazıdan bir aynaya bakmaya çağırıyor okurunu. Anlamı kendinde gizli bir dünyayı seyre dalan insanların zihinlerinde geziniyoruz. Bir şeye, dünyaya, insanlara bakmanın kendimize bakmak; kendimize bakmanın bir şeye, dünyaya, insanlara bakmak olduğunu hissederek... Alıntı
İstanbul'da Bir Merhamet Haftası
İstanbul'da Bir Merhamet HaftasıMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2018174 okunma
280 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
2022/87. Kitap: Ve Ateş Bizi Tüketiyor. Murat Gülsoy'dan okuduğum ilk kitap. Ve Ateş Bizi Tüketiyor; 21 bölüm ve 277 sayfadan oluşan bir roman. Ve Ateş Bizi Tüketiyor'da; Mutfağında bitki çayı demlemekte olan -kitabın ilerleyen sayfalarında anlaşılacağı üzere- orta yaşta bir adamın, kapısına gelen yaşlı komşusunun kocasının
Ve Ateş Bizi Tüketiyor
Ve Ateş Bizi TüketiyorMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2019461 okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Murat Gülsoy'un Sevgilinin Geciken Ölümü romanı, okuyuculara duygusal bir yolculuk sunan etkileyici bir eser. Kitap, birbirine sıkı sıkıya bağlı iki sevgilinin hikayesini anlatırken, aynı zamanda hayatın anlamı, ölüm ve aşk gibi evrensel konulara da değiniyor. Gülsoy'un dil kullanımı oldukça akıcı ve etkileyici. Okuyucuyu hikayenin içine çekmeyi başarıyor ve karakterlerin duygularını çok iyi yansıtıyor. Kitapta yer alan diyaloglar da oldukça gerçekçi ve doğal. Romanın en güçlü yanlarından biri, karakterlerin derinlikli ve gerçekçi olması.Okuyanlar, karakterlerin yaşadığı duyguları ve iç dünyalarını anlamakta zorlanmazlar. Ayrıca, kitapta yer alan yan karakterler de oldukça ilgi çekici ve hikayeye katkı sağlıyorlar. Sonuç olarak, Murat Gülsoy'un Sevgilinin Geciken Ölümü romanı, etkileyici bir hikaye anlatımı, güçlü karakterler ve derin anlamlarla dolu bir eser.
Sevgilinin Geciken Ölümü
Sevgilinin Geciken ÖlümüMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2018225 okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Murat Gülsoy
H. G. Wells
H. G. Wells
‘in
Zaman Makinesi
Zaman Makinesi
‘ni yeniden inşa etmiş dostlar. Girin koluma, gidelim 1900’lerin başlarına, eski İstanbul’a. Ben şuracığa oturayım, misal Pera sokaklarında tahta bir bank olabilir bu, Gülhane Parkı’nda bir ağacın gölgesi, ya da henüz yıkıntıları göze batmayan sur duvarlarının üstü.. Okuyayım şu romanı. İzleyeyim şu şöleni. “Yedi
Gölgeler ve Hayaller Şehrinde
Gölgeler ve Hayaller ŞehrindeMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2014609 okunma
288 syf.
10/10 puan verdi
İşbu yazı, aslen bir inceleme değil, bir Orhan Pamuk güzellemesidir...
ORHAN PAMUK'UN EDEBİ DÜNYASI 2006 yılı Nobel Edebiyat Ödülü "Şehrinin melankolik ruhunun izlerini sürerken, kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulması" gerekçeli basın bildirisi ile Orhan Pamuk'a verilmiştir. Dönemin İsveç Akademisi daimi sekreteri Profesör Horace Engolahl, Orhan Pamuk'un;
Orhan Pamuk'un Edebi Dünyası
Orhan Pamuk'un Edebi DünyasıKolektif · Yapı Kredi Yayınları · 20189 okunma
304 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
#güncelikeşfetekstra okuma maratonumuzun ilk romanı Murat Gülsoy’dan “Gölgeler ve Hayaller Şehrinde” idi. . . Mektup formatında yazılan ve anlatıcının iç dünyasına ilk sayfalardan itibaren okuru davet eden bir üsluba sahip. Meşrutiyet yıllarının çalkantılı siyasal ve toplumsal ortamını irdeliyoruz anlatıcıyla birlikte. Babasını ve çocukluğunu İstanbul’da bırakmış, Fransa’da büyümüş ve yetişkin bir gazeteci olarak yeniden yurda dönmüş olan Fuat’ın her anlamda içini döktüğü arkadaşı Alex’e yazdığı mektupları okuyoruz. “Batı”da yetişen ve Avrupalı kimliğiyle gözlemler yapan Fuat’ın gözünden Osmanlı insanının yaşama bakışına, ideolojik tartışmalarına, dini yaşayış biçimine dair çeşitli analizlere tanıklık ediyoruz. Abdülhamit’in baskıcı yönetimine karşı çıkan Osmanlı aydınlarının fikir dünyası ve pratikteki durumu, baba-oğul ilişkisinin sadece psikolojik değil “genetik” bir miras olması, pozitivizmin Osmanlı ekseninde yorumlanması gibi birçok detay ile metin mektup formatından katmanlı bir roman formatına evrilmiş oluyor. Öte yandan, roman boyunca yapılan oryantalist-sosyolojik analizlerin esasında kanında Doğu’nun genetik mirasını taşıyan bir karakter gözünden “çelişkiler ve ikilemler” ekseninde ele alınması, okuru da roman özelindeki konuları “empati” kurarak yorumlamaya itiyor. . . Türk sosyoloji tarihi açısından kilometre taşlarından biri olan Prens Sabahattin’in ve her anlamda hayranlık beslediğim Beşir Fuat’ın birer roman karakteri olarak işlenmesi ise en sevdiğim detaylardan biri oldu. Okumayanlar için #tatkaçıran olmaması açısından daha fazla detay veremiyorum.
Gölgeler ve Hayaller Şehrinde
Gölgeler ve Hayaller ŞehrindeMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2014609 okunma
Reklam
516 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.