Hikâyelerde iyi bir gözlem ve sezgisel muhakeme hali kendini hissettiriyor. Hikâyeler bozkırın, taşranın düşlerini, umutlarını ve zorluklarını taşımaktadır. Daha çok kasaba ve köy hayatı hikâyelerde yer almaktadır. Kırsal yaşam ve bozkırın esintileri önde gözükmektedir. Öykülerin önemli bir kısmında kadın tasvirlerinin, betimlemelerin baskın bir şekilde işlendiğini görmekteyiz. Ayrıca insana ve kalbe odaklı, bireysel ve toplumsal duyarlılığı taşıyan temleri de taşımaktadır. Anlatımlarda yer alan karakterler sofi mistisizmi ve miskinliğinden uzaktadır. Bunun yanında karakterler hem hareketlidirler hem de üretkendirler. Hikâyelerde iki tür anlatıcı kendisini hissettiriyor. İlki, bazı hikâyeleri dış anlatıcı ağzıyla dinliyoruz. Diğerlerini de hikâye baş kahramanının ağzından dinlemekteyiz.