Döneminin farklı simâlarının öncelikle tanıtılması ve eserlerinden bahsedilmesi, Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin Fahreddin er-Râzî'ye yazdığı mektubun boşluklarını doldurmak için önemliydi.
Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin fikirlerini merak ediyordum ve neyle başlayacağımı bilemiyordum doğrusu. Kendi döneminde yaşamış bir âlime böyle bir mektup yazması, beni, onun fikirlerini daha iyi anlayabileceğim kanaatine itti. İyi ki de bu kanaate sarılmışım. En azından ana hatlarıyla Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin fikirlerini tanıdım. Bence güzel bir eserdi. Zaten kısa, bu yüzden tek oturuşta bitirilebilir. İsteyen okusun diye mektubun orijinal hâli yani Arapçası da kitabın içine koyulmuş.