Kırgız Edebiyatı’nın önemli yazarlarından olan Cengiz Aytmatov, Cemile adlı eserini 1958 yılında yayımlamıştır. Kısacık, 80 sayfadan oluşan bu öykü hakkında kimi yorumcular ve yazarlar ‘Dünya tarihinin yazılmış en güzel aşk hikayesi’ olarak bahsetmişlerdir. Ben bu yoruma katılmıyorum. Evet, gerçekten çok naif ve duygusal bir hikaye ancak dünyanın en iyi aşk hikayesi veya romanı olduğunu iddia etmek biraz fazla iddialı bir söylem.
Kitabın hikayesi, 1943 yılının yaz aylarında geçiyor. Bu sırada dünyada hüküm süren iki totaliter süper güçten (III. Reich ve SSCB) birisine bağlı, Kırgız SSR topraklarının, Kurkureu Vadisi’nin civarlarında vuku bulan bir öykü. Bilindiği üzere 22 Haziran 1941 yılında III. Reich’ın SSCB’ye saldırması ile II. Dünya Savaşı’nda yeni bir sayfa açılmış ve iki vahşi süper güç birbirine girmiştir. Bu savaş yalnızca cepheyi etkilememiş, sivillerin hayatında da büyük değişikliklere neden olmuştur. Bu eser II. Dünya Savaşı’nın siviller ve onların yaşantısı üzerindeki etkisini göz önüne sunuyor. Ayrıca Aytmatov eserinde müthiş bozkır betimlemeleri yapmış. Kitabı okurken Kırgızistan’ın bozkırlarındaymış gibi hissedebiliyoruz. Çok ince ve sıkmayan betimlemelerin arkasında ise bir öykü bulunuyor. Spoiler vermek istemediğim için öyküden bahsetmek istemiyorum ancak okuduğunuzda pişman olmayacağınız ve keyifle okuyacağınız bir hikaye. Sözü fazla uzatmadan Danyar, Seyit, Cemile ve Sadık’ın hikayesini anlatan bu kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. İyi akşamlar dilerim.