Eshâbı: - Yâ Resûlallah, hayvanlar için de bize ecir var mı? dediler. - Her ciğeri yaş mahlûkun (zî hayâtın) yüzünden ecir var, buyurdular.. (Hadîs).
Sayfa 25 - türkçeye terc: mehmed akifKitabı okudu
"Gece ve gündüz, bedenin üzerinde kendi fiillerini icra ediyorlar (seni yaşlandırıyorlar). Sen de onlar üzerindeki vazifeni yap, çalış." | Ömer b. Abdülaziz
Reklam
Yeniçeri ocağının Sancak-i Şerif altında saray tarafına geçmesi karşısında cunta çaresiz kaldı. Ulema başta asker, ocak ağalarına karşı saraya yöneldi. Çaresiz kalan cunta ağaları umutsuzluk içinde korkunç kararlar almaktan çekinmediler, "Şehri birkaç yerden ateşe verelim, yağmaya izin verelim" dediler. Ama kimse onların yanına gelmedi, yalnız kaldılar. Asi ocak ağalarından her biri bir tarafa kaçtı. Bektaş Ağa, Kara Çavuş, Çelebi Kethuda-bey birer birer yakalanıp idam olundu. Bu arada onların seçtiği Şeyhülislam Abdülaziz Efendi de sürgüne gönderildi. Özetle, Esnaf İsyanı'yla başlayan İstanbul halkının ayaklanması, Kösem'le beraber Ocak Ağaları Cuntası'na son verdi, "Ağaların devleti muzmahil oldu."
Sayfa 290 - Turhan Sultan: Kösem'in Katli, Cuntanın SonuKitabı okudu
Mustafa Fazıl Paşa’nın Sultan Abdülaziz’e Mektubu ﴾Mart 1867﴿
“Padişahların sarayına en güç giren şey doğruluktur. Onların etrafında bulunan kimseler, doğruluğu kendilerinden bile saklarlar. • Milletlerde birinci vaz’-ı nizam eden(kanun koyucu) ve cümle nizamatı mütevellit(meydana getiren) olan ve anın yerini hiçbir nizam tutmayan şey hürriyet maddesidir. • Tebdil-i usûl-i idare(yönetim tarzını değiştirerek) devleti kurtarınız. Nizamat-ı serbestane(Meşrutiyet) ile tezyin ederek(süsleyerek) şunu kurtarınız. • …milletlerin hukukunu tahdit(sınırını çizen) ve tayin(belirleyen) eden din ü mezhep değildir ve din hakayık-ı ezelîye(ezelî hakikatler) makamında durup kalmazsa, yani umur-ı dünyeviyeye(dünya işlerine) dahi müdahale ederse cümleyi itilaf eder(yok eder) ve kendüsü dahi telef olur. • Biz eski usûlümüz sebebile telef oluyoruz. Artık bu usûlü terk edelim… ve sair devletlerde yerleşmiş ve anlara bais-i saadet olmuş(mutluluk getirmiş) olan yeni nizamat(kuralları) ittihaz edelim(alalım). • Her eyalette âzası intihab-ı serbestane(serbestçe yapılan seçim) ile cem’edilmiş(bir araya getirilmiş) birer Meclis-i Kebir teşkil ediniz… Sizin teşebbüs-i mahsusanız(özel girişiminiz) ile bu meclisler tarafından Dersaadet’e vekiller gelsünler ve ahalinin ihtiyaçlarını ve ahvâl-i hakikiyeyi(gerçek durumları) doğrudan doğruya hâki-pâyinize(huzurunuza) arz eylesünler.”
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
142 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Sedat Tuna Yalıncan’ın Kenti Gözleyen Kule Adlı Kitabına Dair Bir İnceleme
2020 Okuma Listesi - 3. Kitap Bugün size elimdeki kitaptan bahsetmek istiyorum. Kenti Gözleyen Kule, Sedat Tuna Yalıncan’ın Eylül 1998’de çıkardığı İzmit’e dair öykülerden oluşuyor. Bu öyküler M.Ö 262 yılındaki kuruluşundan günümüze uzanan çok geniş bir dönem içinde İzmit’i anlatıyor. Kitabı elinize alınca, sırf bu yüzden bile okunmaya değer
Kenti Gözleyen Kule
Kenti Gözleyen KuleSedat Tuna Yalıncan · 19981 okunma
Âkif'in Mısır ziyaretleri ve "Şapka Devrimi"
Akif, Ekim 1923'te Abbas Halim Paşa'nın davetlisi olarak Mısır'a gidip 7 ay kalmıştır. 1924 yazında İstanbul'a dönen Akif, aynı yıl hem Asım'ı yayımlamış hem de Abdülaziz Çaviş'in "Esrar-ı Kur'an" adlı kitabını tercüme edip bölümler halinde Sebilürreşad'da yayımlamıştır. 1924 yılının sonunda yeniden Mısır'a gitmiştir. Bu sefer de 1925 Mayısı'nda geri dönmüştür. Akif son kez 1925 Eylülü'nde Mısır'a gitmiştir. 11 yıl Mısır Hilvan'da yaşadıktan sonra, 17 Haziran 1936'da hasta vaziyette yurda dönmüştür. Görüldüğü gibi Akif, biri Cumhuriyet'ten önce olmak üzere (1914) tam dört kez (1923, 1924, 1925) Mısır'a gitmiştir. Akif'i de polis takip etmiştir. Akif bu duruma "Ben vatanını satmış ve memlekete ihanet etmiş adamlar gibi muamele görmeye tahammül edemiyorum," diye isyan edip Mısır'a gitmiştir. Özetle Akif, Şapka Devrimi'ne karşı olduğu için değil, polis takibatına uğramayı, kendisine gerekli değerin verilmemesini ve bazı ağır eleştirileri hazmedemediği için Mısır'a gitmiştir. Bu arada uzaklaşmak, yalnız kalmak istemiştir. Ayrıca Mısır'da Abbas Halim Paşa'nın himayesinde içine düştüğü geçim sıkıntısından kurtulacağını düşünmüştür. İşin ilginç yanı Akif, Eylül 1925'te Mısır'a gitmiştir. 671 nolu "Şapka İktizası Hakkında Kanun" ise 25 Kasım 1925 tarihinde kabul edilmiş, 28 Kasım 1925'te resmi gazetede yayımlanıp yürürlüğe girmiştir. Yani Akif, Şapka Devrimi gerçekleştirilmeden 2 ay kadar önce Mısır'a gitmiştir.
Sayfa 202 - İnkılâp KitâbeviKitabı okudu
Reklam
82 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.