Şimdi kapağını kapadım kitabın. Nuriye Çeleğen resmen kalplere konuşmuş. Her sözü tane tane önce hafızaya kazınıyor, sonra kalbe süzülüyor, yerleşiyor. Örtüyü örtmek bu ahirzamanda neymiş, örtüde ki esmaların yansıması kadında nasıl tecelli ediyormuş bunu söylüyor. Peygamberimizin örtüye verdiği önemi ve değeri vurguluyor. Yaptığımız okadar yanlış var ki, nefsimiz öyle oyunlarla bizleri kandırıyor ki bunu hatırlatıyor. İyi ki okumuşum bu kitabı, yazarla iyi ki tanışmışım. Kalem yazmadan önce kalp konuşursa demek insana böyle sirayet ediyor kelimeler. Yüreğine sağlık.
Dünya büyük bir sahra değil miydi? Burada da beklemiyormuyduk?
Otları, ağaç köklerini yiyor, sürekli ibadet ederek bekletilmekteki hikmete tutunarak bekliyordum.Her imtihan bir hikmet değil miydi? Kişi imtihan olarak bellemezse, hikmet sırrını göremezdi. Dünya büyük bir sahra değil miydi? Burada da beklemiyormuyduk? Hüzünsüz neşe ve darlıksız bolluk olur muydu?
Ya sınavsız kulluk?
Asla!
Bunları biliyordum bilmesine, ama nefis ve şeytan boş durmuyor, sürekli sıkıştırıyor, beni yolumdan alıkoymak için olmadık çareye başvuruyordu.
Direniyordum.