‘’Resim konusunda hadisler.’’ Hz.Peygamberin sav ilk zamanlarda bu konuda şiddet göstermesi, şirk devrine,putperestliğe ,suret ve heykelleri takdis etme adetinin tatbik edildiği zamana yakın olmasıdır. Tevhid akidesi,kişiliklerde istikrar bulduğu ve tohumları kalplerde ve akıllarda tutunmaya başladığı zaman; Peygamber Efendimiz sav hacimsiz resim ve nakışlara izin vermiştir. aksi düşünülseydi; evinde suret veya timsali bulunan örtü yahut yastığın bulundurulmasına razı olmaz ve elbiseler üzerine nakşedilen resimleri istisna etmezdi.’’ KAYNAKLAR: Yusuf El-Karadavi, İslamda Helal ve Haram Osman KESKİOOĞLU,İslamda Tasvir ve Minyatür Osman ŞEKERCİ, İslamda Resim ve Heykel
Sayfa 123 - RAĞBET
Mert Ekim'den
‘’SAPLANTI’’ Her zaman ki gibi sosyal ağ kontrolümü yaptıktan sonra telefonumu yatağımın başucunda duran masama koymuştum. Mavi kuştan kimler neler yazmış, herkesin artık birbiriyle yarıştığı fotoğraf yükleme sitesinde kim hangi fotoğrafları koymuş… Şunun gömleği olmamış, şu botu giymeseymiş iyiymiş, neyse ben beğeneyim o benim fotoğraflarımı
Reklam
Ah bu katı, kaskatı beden bir dağılsa, Eriyip gitse bir çiy tanesinde sabahın! Ya da Tanrı yasak etmemiş olsa Kendi kendini öldürmesini insanın! Tanrım! Ulu Tanrım! Ne bunaltıcı, ne berbat, Ne tatsız,ne boş geliyor bu dünya bana! Ah ne iğrenç, ne iğrenç! Bakımsız bir bahçe ki Azgın bitkileri tohuma kaçmış, Pis, kaba ne varsa tabiatta sarmış
Bir Yoldur Uzar Gider
Ve zaman geçiyordu hikayeler anlatarak. Öğle sonrası güneşinin eğik kırmızı ışınları okulun çevresindeki orman düşüyordu. Ekmek ağaçlarının ve incirlerin dallarından sarkan gulança saplarının üzerinde sallanıyor da sallanıyordu kuşlar gagaları havada. Ve okulda, hasırlardan, eski yırtık kitaplardan, topraktan, orakla kesilmiş buruk tütün dumanından yükselen kokular ormanın kokusuna karışarak bir rayiha senfonisi yaratıyordu. Köyün gölgeli yolunda kendi halinde bir köylü çocuğu belirmekte yavaş yavaş. Koltuğunda kitaplar, leke toprağıyla yıkanmış elbiseleri üzerinde, ablasının arkasına takılmış okuldan dönüyor çocuk. İpek misali ince, parlak ve yumuşak saçlarını özenle taramış annesi. İri güzel gözlerinde hep aynı şaşkınlık. Hep aynı garip dünyayı seyretmekten, bir sonsuz hayret ifadesi gelip çökmüş sanki bakışlarına. Ağaçlardan meydana gelen şu ufuk: Dünyada bütün bildiği şey bu işte... Orada yemek yediriyor ona annesi her gün, orada tarıyor saçlarını, ablası orada giydiriyor; ve bu dar sınırların ötesinde, bilinmeyen'in uçsuz bucaksız okyanusu var! Çocuk ruhu ummanın derinliklerine inemiyor henüz.
Sayfa 115 - Sander Yayınları _ 1973Kitabı okudu
Şehit
20 Temmuz’dan bugüne kadar Terörle Mücadelede 403 şehit verdik İşte Gün gün şehitlerimiz 20.07.2015 Adıyaman (Çatışma) Şehit Uzm. Onbş. Müsellim Ünal(22)Kayseri/Develi 22.07.2015 Şanlıurfa/Ceylanpınar (Saldırı) Şehit Polis Memuru Feyyaz Yumuşak(25)Kırşehir/Kaman Şehit Polis Memuru Okan Açar(24)Niğde 23.07.2015 Diyarbakır/Yenişehir
Hz. Peygamber’in (sav) Vedâ Hutbeleri Ebu’l-Beşer el-Ebyazî
Hz. Peygamber’in (sav) Hicretin onuncu yılında (Miladi 632) gerçekleştirdiği haccına Vedâ Haccı, bu esnada toplanan Müslümanlara hitabına da Vedâ Hutbesi adı verilir. Vedâ hutbesi (Hutbetü’l-Vedâ) tabiri İslâm tarihi kaynakları arasında ilk defa Câhiz’in el-Beyân ve Tebyîn’inde zikredilmiş (nşr. Abdüsselam M. Hârûn, I-IV, Kahire 1968, II, 30-31),
Reklam
163 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.