Hikaye
MUHYiDDtN-i ARABİ hazretleri buyuruyorlar ki : - Günlerden bir gün yolum bir kabristana uğradı. Bir kabrin başında, genç bir adamın ağladığını gördüm. Gözlerinden yaş sel gibi çağlıyordu. Bu gencin, oturup başında ağladığıkabir bana keşfolundu. Gördüm ki, kabrin içi kızgın katran ve ateşle dolu idi. Yetmiş bin tevhid okumuş, fakat henüz bağışlamamıştım. Gizlice, okuduğum bu yetmiş bin tevhid-i şerifi, azap gören kabrin salıibesine bağışladım. Ağlayan delikanlının hüznü, birdenbire sürura döndü. Meğer, delikanlı da erbab-ı müşahededen imiş. Azap gören kabir sahibesi de anasıymış. Kendisine sordum: - Oğlum, biraz önce ağlıyordun. Neden ağlaman dindi ve hüznün sevince döndü? Cevaben dedi ki : - Az önce, siz buraya gelmeden, kabirde yatan anam azap içerisinde idi. Siz teşrif buyurdunuz, kabir azabı kaldırıldı ve anacığım cennet ni'metlerine gark olarak rahmet-i rahmana kavuştu. Okuduğum ve kabre hediyye ettiğim yetmiş bin tevhidden hiç kimsenin haberi olmadığı halde, o kabire olan ikram-ı ilahiyyeyi ben ve o genç adam, gözlerimizle gördük. Kıssadan hissemizi alalım. ölülerine merhametleri olanlar, vefat eden yakınları için yetmiş bin tevhidi mutlaka okusun veya okutsunlar. Nefsini ateşten korumak ve kurtarmak isteyenlere, sağlıklarında yetmiş bin tevhidi behemehal okumalarınıhalisane tavsiye ederiz. Ey salik : ölülerine ve bütün ölenlere merhamet eyle, yakında hem de pek yakın bir zamanda sen de öleceksin. Aleyhissalatü ves-selam efendimize, hayatlarında on bin salavat okuyan kimselerin, şefaatlerine mazhar olacaklan muhakkaktır.
Sayfa 108
Ah ana, ah anacığım! Senin gözünde hala çocuğum. Başımı kucağına bırakıp da neden ağlamıyorum sanki? Neden hep güçlü olmam ve kendimi tutmam gerekiyor? Bir defacık olsun ben de ağlamak ve avutulmak istiyorum.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
anacığım ağlama karaları bağlama birimiz ölürsek bak hepimiz oğul sana kim ister anacığım gencecikken ölümü soldurmak goncacıkken yüreğini gülünü anacığım ağlama karaları bağlama birimiz ölürsek bak hepimiz oğul sana
her şey geçiyor işte/sen benden ben kendimden
Evet artık geceleri ağlamam bitti başardım eskisi gibi ağlamıyorum. Yavaş yavaş işime gücüme bakmaya başladım. Sensizlik hala ağır basıyor biraz sinirli oluyorım ama o da geçecek heralde. Tahammül seviyem azaldı biraz insanlara tahammül edemiyorum. Daha doğrusu aslında bir çok şey artık boktan gibi geliyor bana. İnsan bunu aslında eksik kalınca fark ediyormuş. Ara ara böyle yalnızlığın hınzır uğultusu basıyor ama sonra geçiyor. Hem zaten her şey geçiyor mesela sen benden geçiyorsun ben kendimden geçiyorum işte her şey bir şekilde geçiyor. Geçmesine geçiyor da unutmaya henüz çare bulamadım. Bazen bir şiirin en güzel mısrası gibi takılıyorsun aklıma dilimden dökülen tüm sözler sen oluyor. Bazen de sokaklar, duvarlar üstüme geliyor insanlar üstüme geliyor…ama geçiyor işte… hem cümlelerim de kısaldı artık konuşmak istemiyorum insanlarla çünkü seninle konuşup saçmalamak isterken onlarla konuşmak manasız. Gülüşünü seyretmek istiyorum her daim gözümün önünde gülüşün ama işte o gülüşü öpmeyi özlemenin çaresi yok. Bu çaresizlikler çok yordu ve yoruyor. Her gece uyurken battaniyeyi baş ucuma kadar çekip nefesini hissediyorum fakat kabuslar sonucu gözlerimi karanlıklara açıyorum hep. Hep odamın ışığı kapalı karanlıklarda…yine de kendimden bile gizlediğim bir umudum var aslında sanki bir gün gözlerimi seninle açacağım gibi. Ama umut bu işte onu kaybederse ölür ya insan. Belki de ayakta durmak için umuda sarılmayı istedim…ama dedim işte geçiyor geçecek geçmeli başka türlü nasıl yaşanır?
"Anacığım ağlama karaları bağlama birimiz ölürsek bak hepimiz oğul sana."
Bu benim son mektubum, son sözlerimdir. Anacığım! Bin defa, binlerce defa hep sana, senin ana yüreğine sığınacağım, sana sonsuza kadar borçlu kalacağım. Seni umutsuzluklara düşürdüğüm için bağışla beni anacığım. Beni anlamanı da istiyorum. Benim fedakârlık duygum, hayat okulunda yoğrularak pekişti. Bu benim, öğretmenleri olmak istediğim çocuklara ilk ve son dersimdir. Ben gönüllü olarak gidiyorum, insanlara böyle büyük bir armağan sunabildiğim için de gururluyum. Ağlama anacığım ağlama. Hiç kimse ağlamasın. Gözyaşı dökmenin zamanı değil artık. Beni bağışla anacığım. Elveda.
Sayfa 92 - Maysalbek'in, annesi Tolgonay'a mektubuKitabı okudu
Reklam
102 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.