Belki şuradasın,
Kasabanın en işlek kalbinde,
Sevdanın Arnavutluk kaldırımında oturan küçük kızsın.
Sen dudağı kirazdan ballanan,
Genç bir bayanlıktan öte,
Aklın ermediği bir mucizesin.
İçimde Allah'tan bir bağ bahçe hediyedir,
“Aşk” yolları keser, arka sokaklarda ağlar. Siyahtır “sevda”; göz karartır. Ve bir de “ah!” vardır ki, tek hecede, dudağa bile değmeden yangınlar başlatır.
Dünyayı bu hâle dijitalleşme getirmiştir... Elinizdeki ekranlar birer "karadelik" gibi sizi içlerine çekmiştir... Girdap gibidirler... Ruhunuz da bedeniniz de artık yoktur!... Şeytanın sanal alemine esir düştünüz... Ve işin tuhaf yanı da! Kurtulmak istememenizdir...
Şeytan, yüzlerce yıllık planının sonuna yaklaştı! Savaşlar, virüsler, korku pandemisi, iç ve dış toprağımızın kirletilmesi, her yanımızı kaplayan radyasyon, öldürücü ışınlar, 5G, yangınlar, yapay depremler... Ve sevgisiz, aşksız bir gençlik! Ve de kadim sırların açıklanması! Şeytan öylesine memnundur ki! Gerçekten de hiç kimse ilgilenmeyecektir... İşte tam da bu zamanda yaklaşıyor yaklaşmakta olan!... Bunun için diyoruz ki her kimseniz... Kalbe gelin. Kur'an'ın içine! Kur'an bizi koruyacaktır... Şu fitne zamanında! Dağın içindeki mağaramıza çekilelim...
Ey Hira! Sakla ruhumuzu!... Şeytanın dijital ateşinden korunalım... Bizi arıyor şeytan ordusu! O "altın" arayıcılar... "Kalb" sesimizi duymasınlar!