_Freud ve Josef Breuer, nörotik semptomların, örneğin histerinin, gerçekte simgesel anlamları olduğunu fark ettiler. Bunlar da tıpkı rüyalar gibi, bilinçaltının dışavurum biçimleridir.
_Breuer ile Freud’un Travma Kuramı’na göre, nörotik septomlar ve histeriler, travmalardan ve psişik hasarlardan ortaya çıkıyor ve bilinç dışında yıllar boyu
_Her insan sapıktır ve birkaç istisna dışında, sevgili insan kardeşlerim beş para etmeyen değersiz varlıklardır. Tüm kalbimle buna inanırım. En sağlıklı insanlarda bile sapıklık eksik değildir ve bu normal süreçtir ki sapıklıklarını bastıranlar bunu nevrozla öderler. Nevroz, sapıklığın negatifidir. Normal sayılan kişi ise benim için anormaldir.
Bazı tanımlar koyarak başlayalım.
1. Klasikler, insanların, hiçbir zaman “Okuyorum” demedikleri, genellikle “Yeniden okuyorum” dedikleri kitaplardır.
Bu durum, hiç değilse “mürekkep yalamış” denen insanlar için geçerliyse de, gençler için geçerli değildir; çünkü gençler, dünyayla ve dünyanın bir parçası olan klasiklerle ilk kez karşılaştıkları
Çocuk kitapları yazarı Şeniz Baş da söyleşilerinde, çocukların, yanlarında velileri yahut ebeveynleri olduğu takdirde onların, "Şunu biliyorsun, hadi söyle!", "Çok konuştun, artık yorum yapma.”, gibi yönlendirmeleriyle ya da “Aslında hepsini biliyor ama heyecandan unuttu." gibi çocuğun yerine konuşma eğilimleriyle çok fazla kısıtlandığını, bunun yorumlarına da sirayet ettiğini, çocuklarla konuşurken salonda yetişkinlerin olmamasını rica ettiği durumlarda ise, kitapları için aldığı en zeki, en yaratıcı yorumlarla karşılaştığını söylüyor.
Ebeveynlerin bulunduğu ortamla sadece kendilerinin katıldığı etkinlikler arasında çocuklarda iki ayrı tutum ve davranışın geliştiğini, kendini ifade etmenin, eleştirel yaklaşımın ve uyum yeteneklerinin de bariz şekilde arttığını gözlemlediğini de aktarıyor.
Çocuklara ne kadar birey gibi davranılırsa çocuklar o kadar bireyleşiyor, kendilerini, yeteneklerini o kadar güçlü gerçekleştirebiliyorlar. Anne/baba etraftayken çocuğun sönükleşmesi, kültürel olarak çocuğun benliğine ket vuran bir annelikbabalığın ülkemizde yaygın olduğunun ispatı.
Bir reklam ajansında çalışan Derin Alya Gençel'in gözlemi de, oyunculuk seçmelerine gelen çocukların eğer yanlarında ebeveynleri varsa "Şöyle güleceksin.", "Şöyle duracaksın.” gibi müdahalelere sıklıkla maruz kaldığı, anne/babaları orada olmadığı takdirde çok daha iyi oynadıkları yönünde: