Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Ayşe Hümeyra Ökten Üzerinden Babası ve Devri Üzerine...
Hatıralar tanıdığımız zatları daha iyi tanımamızı sağlayan bir tür. Biliyorsunuz ben de bu türe biraz düşkünüm. Toprağın altındaki tanıdıkları artırma faaliyeti de denebilir. Toprağın üstündekilerden beklenen verim elde edilmeyince bu alana yöneldik diyerek ofansif bir mizah da yapalım..
Neyse, bir konumuza başlayalım.
Ayşe Hümeyra Ökten
Avrupalının asırlarca kin depo ederek elde ettiği üstünlük karşısında aşağılık kompleksine ve fikir ezikliğine düşen Doğulunun Batılı ile en çok temas kuran sınıfı, mirasını red ederek ilk önce şeklen, daha sonra ruhen emperyalist dünyanın kulu-kölesi olmuştur.
Kitapta da Batıya boyun eğmeyen din ve İslam bilimine mensup 23 Âlim, hoca ve şairin
Ayaklı Kütüphaneler / Dursun Gürlek
Dursun Gürlek tarihimizde "Ayaklı Kütüphane" olarak adlandıralan toplam on altı (16) büyük şahsiyetler hakkında bizlere değerli,derin bilgiler sunmakta.
1- Gelenbevi İsmail Efendi
2- Mütercim Asım
3- Kethüdâzâde Arif Efendi
4- Hoca Tahsin Efendi
5- Ömer Hilmi Efendi
6- Ali Emiri Efendi
7- Babanzâde Ahmed Nâim
8- Muallim Cevdet
9- Ömer Ferid Kam
10- İsmail Fenni Ertuğrul
11- İsmail Sâib Sencer
12- Nurullah Pertev Bey
13- İbnülemin Mahmud Kemal İnal
14- Mükrimin Halil Yınanç
15- Hacı Muzaffer Ozak
16- Ali İhsan Yurt
Hayatlarından kesitler, şiirler, hicivler,tartışmalar,atışmalar,yeni kelimeler öğrenmek için ve hatta yer verilen kitap önerileri ile oldukça ilgi çekici...
‘’Ali Emiri Efendi tam bir bibliyoman, daha doğrusu bibliyofil idi. Eşi benzeri bulunmayan bir kitap delisiydi. Herhangi bir eseri elde etmek, kıymetli bir evraka sahip olmak, nadir yazmalara ulaşmak için her türlü fedakârlığa katlanır, akla hayale gelmedik yöntemlere başvururdu. Konduğu her çiçekten bal alan arı gibi, o da her gittiği memlekette nadir eserler, çok değerli yazmalar, müellif nüshası kitaplar topladı.”
Ayşe Hümeyra Ökten...Öyle güzel öyle bereketli bir hayat.Öğrencilerime ve sevdiklerime hediye ettiğim kitapların en başında gelen kitap...Medine'de yaşamak bizlere de nasip olur inşaallah. Kitabı okuyup hayatını anlattığı videosunu mutlaka izleyin.Peygamber aşığı hacı annem...Rahmetle...
.
.
"Ömrü boyunca 'kadın başıma ne
Kitap âşığı, hâfızası çok kuvvetli, ne sorulsa cevap vermeye muktedir, kafasında kütüphâne taşıyan ayaklı kütüphane âlimleri anlatan bu eser tavsiyeye lâyık. Kitaba, ilme karşı iştiyâkı arttıracak bir muhtevâsı var. Müellif Dursun Gürlek Hocamız her âlimi kısaca tanıtıyor, hayatından anektodlara yer veriyor ve her bölümün sonunda o âlim ile ilgili onu tanıyanlar tarafından yazılmış makalelere yer veriyor. Böyle âlimlerin tercüme-i hallerini okumak insanı gayrete getireceğinden son derece faydalı. Eser güzel ancak Dursun Hocamıza küçük bir tenkidim var. Kitapta âlimlerin isimlerini zikrederken isminin sonunda "efendi" ifâdesini kullandığı gibi "bey" ifâdesinide kullanıyor. "Bey" ifâdesinin âlimler için kulmanılmasının münâsip olmadığını düşünüyorum. Keşke kitap boyunca "bey" kelimesini hiçbir âlim için kullanmasaydı. Hepsi için "efendi" yi veya "üstad" gibi ifâdeleri kullansaydı. Meselâ Ahmed Naim Efendi'ye "Ahmed Naim Bey" demesi beni rahatsız etti. Diğer âlimlerin isminin sonunda geçtiğindede rahatsız oldum. Üstad Kadir Mısıroğlu bir sohbetinde sûal okunurken suâl soran kişinin Mustafa Sabri Efendi için "Mustafa Sabri Bey" demesini "Bi defâ bey denmez. Ulemâya efendi denir. Yâni, Cumhuriyet terbiyesi bu. Ulemâya bey denmez." diyerek tenkit etmişti.
Velhâsıl-ı Kelâm güzel bir eser, tavsiye ederim.
Olmak veya olmamak
Cumhuriyet neslinin ilk öğretmenlerinden olan Ahmet Hamdi Tanpınar 23 Haziran 1901’de İstanbul’da doğmuştur. Babası çeşitli yerlerde nâiblik ve kadılık yaptığından çocukluğunda sürekli şehir değiştiren yazar, yeni yerler ve yeni insanlar ile karşılaşma fırsatı bulmuştur. Yolu isimlerini edebiyat dünyasında çok sık duyduğumuz Yahya Kemal Beyatlı
"Sadıklarlarla beraber olun.."
Sâhibü’l-vefâ'nın dünyasından tavsiyeler..
Musa Topbaş efendi aslen Konyalı olup sonradan İstanbul'a yerleşmiş bir aileye mensup.Babası Topbaşzade Ahmet Kudsi Efendi,Halid el-Bağdadi'nin halifelerinden hilafet almış bir âlim.Kendisi de Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Tâhirülmevlevî, Babanzâde Ahmed Naim ve Ömer Nasuhi Bilmen gibi
Ayaklı Kütüphaneler 1 ve Bir Sürü Kitap Tavsiyesi..!
Dursun Gürlek'i bundan beş sene evvel "Çınaraltı Kitap Sohbetleri" kitabı ile tanımıştım. Ramazan ayında Fatih Camii Kitap Fuarı'ndan Ayaklı Kütüphaneler kitabını da kitaplığıma kattım. Okumak bu hafta nasip oldu. (Dursun Gürlek'i o gün Fuarda görmemiz de ayrı bir tesadüftü.)
Dergah Yayınlarının yayımladığını
gazeteci ahmet samim'in öldürülmesi, sadrazam mahmut şevket paşa'nın suikasti, 31 mart sonrası ittihat ve terakki yönetiminin muhalefete baskısı, ingilizlerin ittihat ve terakkiye söz geçiremeyeceğini anlaması vb. olaylar. Eğer son döneme ilginiz varsa meşrutiyet sonrasını anlatan bu eseri öneririm. Kitapta ayrıca gerçek şahsiyetler; Enver paşa, ziya gökalp, talat paşa, ali kemal, babanzade Ahmed naim, mustafa sabri efendi gibi kişileri de ihtiva ediyor. Yakup kadri'nin kalemini her zaman öneririm, iyi okumalar..
MEŞRUTİYET’TEN CUMHURİYET’E
Mehmet Kaan Çelen ve Halûk Kayıcı’nın “Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Modern Türk Düşüncesinde Milliyetçilik” adı altında toplanan Türkçülük üzerine yazıların bir derlemesi. Ziya Gökalp, Akçuraoğlu Yusuf, Ağaoğlu Ahmed, Celal Nuri, Mehmed Safvet, Süleyman Nazif, Ahmed Agayef, İsmail Hakkı ve daha bir çok değerli düşünürümüzün yazıları mevcut. Dil metinlerin bozulmaması için sadeleştirilmeden aktarılmış. Bu sebeple okuması bir hayli zorluyor. Diğer yandan sürekli sözlük açıp kelime haznenizi genişletmeye yarayabilir.
Kitap üç bölüme ayrılıyor:
1. Millet ve Milliyetçilik
2. Türklerde Milliyet Fikri
3. Milliyetçilik Tartışmaları
Birinci bölümde milletin ne olduğu, milli cereyanın nasıl oluştuğu, Avrupa’da milliyet fikrine ve milli cereyanlara bakışın ne şekilde olduğu gibi birden çok soruya cevap veriliyor.
İkinci bölümde ise Türkçülüğün tarihi, eski ve yeni Türkçülük, İslam, Osmanlılık gibi kavramlar ele alınıyor.
Üçüncü ve son bölüm ise kendi içerisinde üçe ayrılarak:
A. Süleyman Nazif ile Ahmed Agayef
B. Ahmed Naim ile Ahmed Agayef
C. Ali Kemâl (Peyâm Gazetesi) ile Türk Yurdu Mecmuası
Aralarındaki tartışmaları bizlere sunuyor. Son bölüm biraz hararetli olduğundan okuması biraz zaman alarak yorucu olabiliyor.
Son olarak eğer bu konulara yönelecek olursanız önceliğinizin günümüz Türkçesi ile sadeleştirilmiş kitaplar olmasını öneririm. İyi okumalar dilerim.
