Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye'de İslamcılığın Teşekkülü
Fikir hareketi olarak İslamcılık, Osmanlı ülkesinde esasen II. Meşrutiyet sonrasında Sırat-ı Müstakim dergisinin 14 Ağustos 1909'de yayın dünyasına girişiyle kendisini ifade imkanı buldu. Sırat-ı Müstakim'den sonra Sebilürreşad, Beyanü'l Hak, İslam Mecmuası, Volkan gibi dergilerde kümelenen Said Halim Paşa, Şehbenderzade Ahmed Hilmi, Şeyhülislam Musa Kâzım, Babanzade Ahmed Naim, Seyyid Bey, Mehmet Ali Ayni, Mehmed Akif, Said Nursi, Elmalılı Hamdi, Aksekili Ahmed Hamdi, Mehmet ŞEmseddin gibi isimler tarafından başlatılıp geliştirildi.
288 syf.
·
Puan vermedi
Ayşe Hümeyra Ökten Üzerinden Babası ve Devri Üzerine...
Hatıralar tanıdığımız zatları daha iyi tanımamızı sağlayan bir tür. Biliyorsunuz ben de bu türe biraz düşkünüm. Toprağın altındaki tanıdıkları artırma faaliyeti de denebilir. Toprağın üstündekilerden beklenen verim elde edilmeyince bu alana yöneldik diyerek ofansif bir mizah da yapalım.. Neyse, bir konumuza başlayalım. Ayşe Hümeyra Ökten
Dindar Bir Doktor Hanım
Dindar Bir Doktor HanımAyşe Hümeyra Ökten · Timaş Yayınları · 20191,248 okunma
Reklam
İslam konusunda yeni fikirler ileri sürenlerin Batı ile ilgili görüşleri arasında en önemlilerinden biri, "milliyetçilik" konusundaki tutumlarında belirir. Bu tutum bazen saklı kalır, bazen de Cemaleddin Afgani'nin tesiriyle milliyetçiliği destekleyici şekilde ortaya çıkar; ancak bir yönüyle İslamcılık akımı milliyetçilik aleyhtarıdır. Bu karşıtlığın hedefi, o sıralarda gelişmekte olan Türkçülüktür. Örneğin Ahmed Naim'e göre Türkçülük bir çeşit ırkçılıktır ve İslam'­ da ırkçılık yasaktır.
Babanzâde Ahmed Naim ve Le Temps
Dostunun komşusu iki mezar, Ahmed Naim ve Süleyman Nazif'in mezarları onu gene geçmişe götürüverdi. Ahmed Naim'i Bir Fransızca gazeteyi Akif'e okurken tanımış ve şaşırmıştı. Gazetenin adı galiba "Temps"dı. Şaşırmasının sebebi Ahmet Naim Bey'i namaz kıldığı için Fransızca bilmez zannetmesiydi. Akif'in bu zannına hafifçe güldüğünü de hatırlamıştı. Galatasaray Sultanisinde Fransızcadan kimsenin alamadığı en yüksek numarayı alan Ahmet Naim'i bu çok iyi bildiği Fransızca nasıl değiştiremiyordu. Sonra anlamıştı ki Akif, Naim'i değişmediği için sevmişti. Bir ara şairliğinden pişman olmuş ama Naim şiirlerini çok beğenince tekrar yazmaya başlamıştı. Naim şiirlerinden bahsederken, "Çok güzel! Hele o kolaylık", deyince ''Fakat yazarken bilsen ne kadar terliyorum" diye cevap verir, Naim ise, "Fakat okurken o ter kokusu bilsen ne kadar duyulmuyor." Derdi. Naim Şark'ı bildiği kadar Batı'yı biliyor, Avrupa kitaplarını okuyor ama dinini namazını ihmal etmeyerek yaşayabiliyordu. Yakışıklı ve güzel adam noktayı koyuyordu: Akif kafası gavur, kalbi Müslüman bir adam bulmuştu; Naim...
Sahaflar Çarşısının Târihçesi, Çarşı Esnafı ve Sahaflık
youtu.be/TW3RUcX2V_4?si=... Burası aslında boş bir yermiş. Boş bir yermiş. Caminin müştemilâtından imiş. Hattâ şu caminin avlusunun iç tarafı, bizim hademe-i hayratın odaları var orada. Bunun da sebebi, bu Dişçi Mektebi olan yer var ya, oradaymış cami meşrûtaları. Her caminin meşrûtasının imâretden yemek vakfı var. Bu
Babanzade Ahmed Naim, Babanzade aşiretinden bir Kürt'tür. 2 Ekim 1908 de İstanbul'da kurulan Kürt Teavün ve Terraki Cemiyeti kurucusudur. 1806-1808 Babanzade Abdurrahman Paşa İsyanını 1812'de Babanzade Ahmet Paşa isyanını bizzat dedeleri çıkarmıştır. Babanzade Ahmed Naim'in babası Mustafa Zihni, Mithat Paşa Bağdat valisiyken, onun tarafından mühürdar yapılmış ve o zaman kurulan Süleymaniye kentine dedesinin adını vermiş. Birçok kaynak tarafından Kürt yahudisi olarak gösterilen Babanzade aşiretinin masonlukla tanışması da Mithat vesilesiyle olmuş. Bağdat'tan İstanbul'a gelen İslamcı Ahmed Naim'in mason din adamları listesinde başı çekmesi bu şekilde mümkün olmuştur.
Reklam
İnkılâbın en önemlisi Harf İnkılâbıydı; o, Türk'ün bin senelik mazisiyle alâkasını kesiyordu. Mahiyeti anlaşılmadığı için kimsenin kılı kıpırdamadı. Yalnız Şer'iyye ve Evkaf Vekâleti Şûrâ-yı İftâ âzâsından, Şarkın büyük mütefekkir âlimlerinden Tâhà Arvâsî Efendi'nin çok büyük teessür duyduğunu işittim. Bu-na mukabil, Darülfünûn Felsefe Şubesi müderrislerinden, ülûm-ı şer'îyyede ve Hadîs'te büyük bir âlim olan Babanzâde Ahmed Nâim Bey'in lâkayd kaldığını söylediler. Bu mesele milletin millî istikbâlini alâkadar eden bir hâdise idi. Din işleri ile alâkalı görmüyorlardı, belki ona bağlayanlar da vardı. Ahmed Nâim Bey'in, Galatasaray Lisesi'nde, Fransızca tedrisat yapan bir mektepte okumuş olması da bunun sebeplerinden biri olabilir.
Bu düşünceyi besleyen Türk aydınları olduğu gibi, bu endişeyi duyan Arap aydınları da yok değildi. Mamafih genel halkın nazarında Müslüman unsurların geçmişte birbirlerine karşı üstünlükleri olmadığı için bu anlamda Kanun-ı Esasi'den bekledikleri belirgin bir fayda yoktu. Ancak Müslüman milletlerin içinde milliyet hissi ağır basan ve dış
Sayfa 193Kitabı okudu
SECDEDE HAKK'A YÜRÜYEN ÂLİM
Koca bir ömrü büyük bir ilim adamı, fazilet ve karakter âbidesi olarak geçiren Ahmed Naim Bey, 14 Ağustos 1934 yılında, öğle namazını kılarken secdede vefat etti.
Sayfa 152Kitabı okudu
224 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Avrupalının asırlarca kin depo ederek elde ettiği üstünlük karşısında aşağılık kompleksine ve fikir ezikliğine düşen Doğulunun Batılı ile en çok temas kuran sınıfı, mirasını red ederek ilk önce şeklen, daha sonra ruhen emperyalist dünyanın kulu-kölesi olmuştur. Kitapta da Batıya boyun eğmeyen din ve İslam bilimine mensup 23 Âlim, hoca ve şairin
Şeriat Yolunda Yürüyenler ve Sürünenler
Şeriat Yolunda Yürüyenler ve SürünenlerSadık Albayrak · İz Yayıncılık · 201824 okunma
246 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.