13 Kasım 1973: Atsız Toptaşı Cezaevi'nde
Dört aylık rapor Adli Tıp'ta Kasım ayına kadar bekledikten sonra kabul edilmemiş; reviri olan bir cezaevinde cezanın çekilebileceği belirtilmiştir. Bunun üzerine Atsız, "13 Kasım 1973 Salı günü davet edildiği Bostancı Karakolu'ndan İstanbul İnfaz Savcılığına sevk edilmiş ve orada resmî
Yaşamla ilgili her şeyi kavrayan, ister erkeğe ister kadına ait olsun insan yüreği ve insan zihni hakkında bilinmesi gereken ne varsa hepsini bilen şeytan Tolstoy; Rose bir erkeğin kadınlar hakkında Tolstoy kadar bilgili olması mümkün müdür diye merak ediyor, bir erkeğin bütün erkekler ve bütün kadınlarla özdeşleşebilmesine anlam veremiyordu, o yüzden de Tolstoy'un yazdığı sadece Savaş ve Barış, Anna Karenina, Diriliş gibi büyük romanları değil, daha kısa yapıtlarını, novellalarını ve öykülerinin çoğunu da okudu, içlerinde en çok da genç bir gelinin hikâyesini ve giderek yaşadığı hayal kırıklığını anlatan yüz sayfalık Aile Mutluluğu kitabından etkilendi, yapıtta anlatılanlar kendi yaşadıklarına öylesine yakındı ki sonunda gözyaşlarına boğuldu
"Bütün hayatımın bu şekilde, bu yalnızlık ve kendi başıma kurtulmaya gücümün hatta isteğimin olmadığı bu çaresiz gönül yorgunluğu içinde geçmek zorunda olduğunu sanıyordum."
Yağmur ıslatıyor diye yaprakları, otları kıskanıyorsun, ot olmak, yaprak olmak, yağmur olmak istiyorsun. Bense sadece onlara bakıp seviniyorum, tıpkı dünyadaki her güzel, genç ve mutlu şeye bakıp sevindiğim gibi.
Ben de iyiyim ama karşımdaki her şey bu kadar iyi olduğu için hüzünlüyüm de aynı zamanda. İçimde kırık dökük, yarım yamalak bir şey var, hep başka bir şey istiyorum; oysa burada her şey ne kadar güzel ne kadar huzurlu.